| Yani, teknik olarak hala cezalısın ama o gecelik seni salacaklarını söylediler. | Open Subtitles | أقصد أنك فى واقع الأمر لازلت معاقبة ولكنهما أخبرانى أنهما سيطلقا سراحك |
| Çünkü anneni ve babanı dinlemediğin için hala cezalısın. | Open Subtitles | لانك مازلت معاقبة لانك لا تطعين البابا والماما |
| - Evet, otobüs bileti almak için. - Pekâlâ, cezalısın. | Open Subtitles | ـ أجل، لشراء تذكرة الحافلة ـ كذلك، حسنٌ، أنت معاقب |
| Sen de cezalısın, unutma. TV yok, bilgisayar yok. Gameboy da yok. | Open Subtitles | أوه، تذكر انت معاقب لذا لا يسمح لك بمشاهدة التلفاز ، ولا كمبيوتر أو جيم بوي |
| İtaat et..cezalısın sen ve kardeşin | Open Subtitles | لقد عصيتِ أوامري لذا فأنتِ مُعاقبة أنتِ وأخيكِ ممنوعان من الخروج من المنزل |
| - Benjy, kuralları çiğneyemezsin. O yüzden, cezalısın. | Open Subtitles | الان,أنت مُعاقب ولن تشاهد التلفزيون ايضاً |
| Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama... 24 saat cezalısın, üstelik şu andan itibaren. | Open Subtitles | أنا لا اعرف ما اللعبة التي تلعبينها انت معاقبه لـ24 ساعه, على الفور. |
| Şu andan itibaren cezalısın. | Open Subtitles | حَسناً، إبتِدَاءً منَ الآن، أنت موقوف أوه، يمكنك أن تتدرب لَكنَّك لا تَستطيعُ اللِعْب |
| 26 Aralık'tan itibaren bir hafta boyunca cezalısın buna yılbaşı da dâhil. | Open Subtitles | بدءاً من السادس و العشرون من ديسمبر، أنتِ معاقبة لإسبوع كامل و هذا يتضمّن عشيّة رأس السنة |
| Bu kararımın arkasındayım. Üzgünüm Mia ama iki haftalığına cezalısın. | Open Subtitles | يجب ان التزم بما قلته في هذا الشأن انا اسفة ميا ولكنك معاقبة لأسبوعين |
| cezalısın, yani okul harici evden çıkamayacağını sen de biliyorsun. | Open Subtitles | أنكِ معاقبة , والذي يعني عدم مغادرة المنزل إلا للذهاب إلى المدرسة وأنت تعرفين ذلك |
| Cezalı olmaktan da öte cezalısın, yürü eve gidiyoruz. | Open Subtitles | شيء كل هذا معاقبة أنت هيا معاقبة. من أكثر أنت |
| Magnolia Breeland, cezalısın, o yüzden evde olman gerekiyor. | Open Subtitles | بريلاند ماغنوليا معاقبة أنت أن المفترض من بالمنزل تكوني |
| Shane, yerden yeme, odana git. cezalısın. | Open Subtitles | شاين, توقف عن الأكل من الأرض وأذهب ألى غرفتك أنت معاقب |
| Ekibin başı olduğun için, sen dört hafta cezalısın. | Open Subtitles | و ايضا كرئيس للفرقة فأنت معاقب لمدة شهر ايضا |
| Onu annesinin öldürülmesiyle korkut.İki hafta cezalısın | Open Subtitles | لقد اقلقت امك كثيراً انت معاقب لمدة اسبوعين |
| D Hayır! Sen 17 yaşındasın ve eminim cezalısın. | Open Subtitles | انتِ في الـ17 وانا متأكد انك مُعاقبة |
| - Bu olmayacak ve benimle böyle konuşmaya devam edersen hafta sonunun geri kalanında cezalısın. | Open Subtitles | -هذا لن يحدث ولو تابعتِ الحديث معي بهذه الطريقة، فسوف تكوني مُعاقبة لبقية عطلة الأسبوع |
| Hepimiz dondurma yerken görmeni istedim sen yemiyorsun çünkü cezalısın. | Open Subtitles | أردتك فقط أن ترى أننا كلنا نأكل الآيس كريم وأنت لا لأنك مُعاقب |
| Salı ve Perşembe günleri. Bu çok popüler. Hala cezalısın. | Open Subtitles | الثلاثاء والخميس انها مزدحمه جدا بالناس انتي مازلتي معاقبه |
| Son görevinden arta kalan bir etki olmadığından emin olana kadar, cezalısın. | Open Subtitles | حتى نتأكد بأنه ليس هناك أي تأثير باقي من آخر مهماتك، فأنت موقوف |
| Tekrar cezalısın. | Open Subtitles | أنت مُقعَد ثانيةً. |
| Ne yaparsan yap, yine de cezalısın. | Open Subtitles | ولكن مهما فعلت ما زالت معاقباً |
| Bana yalan söylediğin için cezalısın. | Open Subtitles | انت سوف تعاقب لأنك كذبت علي |
| Bugün cezalısın ve ne dersem onu yapacaksın. | Open Subtitles | اليوم ستعاقبين ، وستفعلين ما أقول |