| Müslümanların büyük çoğunluğu için Cihad, inanç için içsel bir mücadeledir. | TED | بالنسبة للغالبية العظمى من المسلمين المتدينين، الجهاد هو نضال داخلى للإيمان |
| Cihad demek, insanları Allah'ın yoluna, doğruluğa davet etmek demektir. | Open Subtitles | الجهاد يكون في سبيل الله عندما يكون ينصر الحق والحقيقة. |
| Bu kendine özgü düşüncesi ile Cihad kavramı Hıristiyanların fazilet kavramı kadar önemli bir yere sahiptir. | TED | في هذه الفكرة الأساسية، مفهوم الجهاد هو مهم للمسلمين كأهمية فكرة العفو في المسيحية. |
| 15 yıl önce torunun ismini gerçek anlamı ile Cihad koyduğunu ve bu ismin gerçek anlamı ile onun ruhani dünyasına ilham vermesini umduğunu söyledi. | TED | قبل 15 عاماً مضت، أطلق على حفيدته اسم جهاد كما في التعريف القديم، و قد كان يأمل أن اسم كهذا سيلهمها لتعيش حياة روحية |
| Bu "Cihad üyesi" denilenlerin, terörist olmama olasılığı nedir? | Open Subtitles | وما هي احتمالات أن يكونون هولاء المسمّين "الجهاديين" ليسوا إرهابيين على الإطلاق؟ |
| Ladin'in Cihad anlayışı, küresel bir savaşa dönen bir terörden ibaretti. İlk olarak uzak düşmanları hedef alan, batıdaki Haçlı güçlerinden Amerika'ya karşı bir savaş | TED | كانت فكرته عن الجهاد تقضي بالحرب الشاملة من الإرهاب، استهدف في البداية العدو البعيد، الصليبيين من الغرب، ضد أمريكا. |
| Eğer torununu dışarıda ve insanların içinde bu isimle çağırırsa Ladin'in Cihad anlayışını destekleyen birisi olarak görüneceğinden endişe duyuyordu. | TED | أحس بالقلق أنه إذا دعاها بهذا الاسم خصوصاً خارج المنزل، في الخارج أمام الناس سيبدو كأنه يؤيد فكرة بن لادن عن الجهاد |
| ve alıkoyarcasına sahiplendi, itibarını düşürdü ve yozlaştırdı. Bu kelimeyi asla olmayan bir kavrama çevirdi ve herkesi bunun anlamının her zaman küresel bir Cihad olduğuna inandırdı. | TED | أخذها عنوة، اختطفها و لوثها، افسدها و حولها إلى شيء لم تعنه من قبل أبداً ثم أقنعنا جميعاً أن هذا ما كان الجهاد العالمي |
| Ama iyi haber şu ki Bin Ladin'in tanımladığı manada küresel Cihad neredeyse bitti. | TED | و لكن الخبر الجيد هو أن الجهاد العالمي كما عرفه بن لادن قد انتهى تقريباً، |
| Hayır! Bağlantıyı kesmek bir seçenek değil. Çünkü eğer yerel Cihad olaylarına izin verirseniz bu bir süre sonra uluslararası bir cihada dönüşecektir | TED | لا. الانسحاب ليس خيار، لأنه إذا نجا الجهاد المحلي، سيتحول إلى جهاد عالمي. |
| ve ikisi arasında da çok büyük farklar bulunmuyor. Şiddetli Cihad düşüncesi dünyanın her yerinde bulunuyor: | TED | و بالتالي هناك الآن كثير من الاختلافات الجهاد العنيف في كل أنحاء العالم. |
| Görmezden gelirseniz eğer yerel Cihad, küresel bir Cihad haline gelir. | TED | الجهاد المحلي، إذا تجاهلناه سيتحول إلى جهاد عالمي مجددأً |
| Daha fazla Müslümanın öleceği bir Cihad düşüncesi bir çok toplum tarafından zaten gözden çıkarıldı. | TED | فكرة الجهاد العنيف حيث يقتل فيه المزيد من المسلمين أكثر من أي أناس آخرين فقدت مصداقيتها تماما |
| Peygamber gülümsedi ve beni dinleyin dedi. Siz küçük cihadı tamamladınız, önünüzde daha büyük Cihad var. | Open Subtitles | وضحك النبى وقال لقد أنهيتم الجهاد الأصغر |
| En büyük Cihad, kutsal savaş kendi egonu kontrol etmek için yaptığın mücadeledir. | Open Subtitles | وأعلى درجات الجهاد هو جهاد النفس جهاد لضبط نفسك عند الغضب |
| Sark'la, Raslak Cihad'ın bir temsilcisi kılığında Denpasar'da buluşacaksın. | Open Subtitles | ستقابلين سارك فى دنباسار متنكره مثل راسلاك الجهاد |
| Cihad için öldüğü sürece bir şehidin nasıl öldüğü fark etmez. | Open Subtitles | لا يهم كم عدد الموتى طالما هذا لأجل الجهاد |
| "Neden Cuma vaazlarinde Cihad kelimesini kullanıyordun?" | TED | لماذا تستعمل الكلمة جهاد في خطبة الجمعة؟ |
| Ancak yakından bakarsanız bunlar küresel Cihad adına değil, | TED | و لكن إذا نظرنا عن قرب، إنهم لا يحاربون في جهاد عالمي |
| Ulusal Cihad Cephesi adlı küçük bir radikal örgütün üyesi. | Open Subtitles | انه يدعى (علي دوراني)، وهو عضو في الجماعة المتطرفة الجديدة مقدمة الجهاديين العالميين |
| Yemen'de olanlardan sonra kardeşlerim benim değerli olduğuma inandılar. Gerçek bir Cihad savaşçısı oluğuma. | Open Subtitles | ما حصل في (اليمن) أقنع أخي أنني أساوي شئ، وأنني "جهادي" حقيقي |