| Ortağım ve ben, cinayet ve hırsızlıklarla uğraşırız. | Open Subtitles | أنا وشريكتي نعمل على قضايا السرقة والقتل |
| Eminim ki, orada işkence, cinayet ve önlenemez politik bozulma vardır, ama bu yolda bir yerlerde İnanıyoruz ki, kendi özgürlüğümüzü korumak için, başkalarının özgürlüklerini feda etmeliyiz. | Open Subtitles | بالطبع هنالك التعذيب والقتل والفساد السياسي لكنه وبطريقة ما قررنا لحماية حريتنا |
| 22 yıldır cinayet ve hırsızlık masasında çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد عملت 22 عاماً فى قضايا السرقة والقتل |
| cinayet ve ceset yok etme suçundan müebbet yiyeceksin. | Open Subtitles | السجن في القتل والتخلص من الجثة سيكون قريباً من مدى الحياة. |
| cinayet ve ceset yok etme suçundan müebbet yiyeceksin. | Open Subtitles | السجن في القتل والتخلص من الجثة سيكون قريباً من مدى الحياة. |
| Sen ve Tate, dört cinayet ve iki adam kaçırmadan dolayı suçlanıyorsunuz. | Open Subtitles | انت وتَيت عالقين فى اربع جرائم قتل , و الان حالتى اختطاف |
| Jack Peter Moore, cinayet ve tecavüzle suçlanıyorsunuz. | Open Subtitles | جاك بيتر مور أنت متهم بجريمة قتل و إغتصاب |
| Amanda Sue Bradley, cinayet ve adam kaçırmadan tutuklusunuz. | Open Subtitles | أماندا سو برادلي، يتم القبض عليك القتل والخطف. |
| Richard, cinayet ve ölümle çok küçük bir yaşta tanışmış hak ettiği tek şeyin ölüm olduğunu düşünmüş olabilir. | Open Subtitles | ريتشارد شاهد الموت والقتل في سن مبكرة قد يكون ظن ان ذلك ما يستحقه |
| Hortlaklar kaçarsa dünyanın dört bir köşesine dağılıp tecavüz, cinayet ve yağma fitilini ateşleyebilirler. | Open Subtitles | تمكنوا من التعبثر إلى أربعة أركان العالم سوف يشعلوا عاصفة من الهراء الاغتصاب والقتل والنهب |
| Kargaşa, skandal, cinayet ve lanetleri pazarlarım. | Open Subtitles | "أنّي أهتم بالفوضى والفضائح والقتل والموت". |
| Biz Newton'da cinayet ve soygun masasındanız. | Open Subtitles | نحن محققان في قسم (نيوتون) في جرائم السطو والقتل |
| Newton bölgesi cinayet ve soygun masasının en gözde isimleri. Los Angeles'ın en meşgul dedektifleri. | Open Subtitles | السطو والقتل في مكتب التحقيقات المركزي بقسم (نيوتون) إنهما الأكثر إنشغالاً في (لوس أنجلوس) |
| - Hırsızlık, cinayet ve taşıyıcılar. | Open Subtitles | السرقة والقتل والضرب. |
| Kısa devre yüzünden laboratuvar dolabı bozulunca 56 cinayet ve 16 tecavüz kan örneği bozuldu gitti. | Open Subtitles | أتتعطّل ثلاّجة مختبر لمجرّد انقطاع بالتيّار الكهربائي؟ عيّنات دم من 56 جريمة قتل و 15 جريمة اغتصاب تحجّرت |
| Genelde aileden biri olur ve hemen her zaman cinayet ve intiharla sonuçlanır. | Open Subtitles | هل تعتقدون بأنه تم إحتطافه ؟ عادة ما يكون أحد الوالدين و يكاد الأمر ينتهي دائماً بجريمة قتل و إنتحار |
| Ona işimizin yasadışı bir klinik deneyi, birkaç cinayet ve... kullanıcılarına bir çeşit ölümsüzlük vaat eden bir ilaç hakkında olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | اخبريه أن عملنا يتضمن تجارب مخبرية غير شرعية, عدة جرائم قتل و عقار وعد به مستخدميه بنوع من الخلود. |
| Daha önce burada olan kadın var ya, hani sana çantayı veren cinayet ve adam kaçırmadan dolayı polis tarafından aranıyor. | Open Subtitles | تلك المرأة التي كانت هنا باكرا التي أعطتك تلك الحقيبة انها من المطلوبين للشرطة بتهمة القتل والخطف |