| Lucas Goodwin'le Cincinnati'de baş başa görüştünüz mü, görüşmediniz mi? | Open Subtitles | هل التقيتِ بلوكاس جودين بشكل خاص في سينسيناتي أم لا؟ |
| Seni Cincinnati'de görmek harika, Buck. | Open Subtitles | انه ليسعدنا أن نستضيفك في سينسيناتي , باك |
| Ohio'da Sanat Binası olduğunu zannediyordum ama Cincinnati'de olacağı aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | كنت اخشى أن ولاية أوهايو لديها مجمع الفني ولكن لم اتوقع ابدا ان يكون في سينسيناتي |
| 1999'a dek Cincinnati'de pazarlama bölümünde müdür yardımcısıymış sonra buraya gelip satış işine girmiş. | Open Subtitles | لقد كانت نائبة مدير المبيعات في سينسناتي حتى 1999 انتقلت الى هنا و قبلت بعمل مبيعات خارجي |
| - Cincinnati'de oynadı. - Dee Fondi'e transfer oldu. | Open Subtitles | ــ كان يلعب لسنسنيتيي ــ إنتقل إلى دي فوندي |
| Üzgünüm, cenaze yarın Cincinnati'de. | Open Subtitles | أنا آسف، الجنازة غداً في سنسينتي |
| Boxer almak için Cincinnati'ye gitmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لن أعود إلى سنسنيتي لشراء السراويل التحتية |
| Qantas'ın Cincinnati'den LA'ye hiç seferi olmadı. | Open Subtitles | كوانتس لا تسافر إلى لوس أنجليس من سنسينيتي |
| Bugün, Pazartesi sabahı ve Cincinnati gereğinden fazla sıradan. | Open Subtitles | حسناً, انه صباح الاثنين اي لا نحتاج الى مواجهة الأمر في سينسيناتي |
| Sanırım, Cincinnati'ye uyum sağlamayı hiç beceremeyeceğim. | Open Subtitles | اعتقد اني نسيت كيف استطيع العيش في سينسيناتي |
| Telgrafta yazdığına göre Cincinnati, Baltimore, Philadelphia ve New York'ta yuvalanmış hafiyeler varmış. | Open Subtitles | البرقية تقترح هناك جواسيس أتحاديين متداخلين في سينسيناتي , بالتيمور , فيلاديلفيا |
| Cincinnati'nin konserve kutuları üstünde çıplak bir şekilde sürünmeyi yeğlerim. | Open Subtitles | على الزحفِ على بطني العاري فوق علب الصفائح "في "سينسيناتي |
| Biliyor musun, konferansının Cincinnati'de olduğunu söylediğine yemin edebilirim. | Open Subtitles | أتعلمين، أكاد اقسم انكِ قلتِ أن مؤتمركِ كان في سينسيناتي |
| Onlar Cincinnati'deler. Amerika'nın Sibirya'sı yani. | Open Subtitles | هذه في سينسيناتي وتبعد كما تبعد سيبيريا عن أمريكا |
| Ayrıca elimizde genç bir kadının, bir çalışanınızın Goodwin'in 8 Mart'ta Cincinnati'deki etkinlikte gönüllü kılığına girdiğini belirten yazılı ifadesi var. | Open Subtitles | أيضاً لدينا شهادة من امرأة شابة .. موظفة، تقول بأن جودوين تظاهر على أنه متطوع في الحملة في سينسيناتي في 8 مارس |
| Cincinnati'ye yakın. Aynı eyalet işte. | Open Subtitles | التي هي قريبة من سينسناتي انهم في ولاية واحدة |
| Şu şehirlerden her birinde, Dayton, Hamilton, Cincinnati berduşların baş şüpheli oldukları suçlar rapor edildi. | Open Subtitles | كل واحدة من تلكم المدن دايتون , هاملتون , سينسناتي لديهم تقارير للجرائم , حيث الهوبو يكونون المشتبه فيهم الرئيسيون |
| Neden insanlar Cincinnati'de iş bulamazlar? | Open Subtitles | لماذا الناس لا يستطيعون إيجاد عمل في سينسناتي ؟ |
| - Cincinnati'de oynadı. | Open Subtitles | - كان يلعب لسنسنيتيي |
| Charlie? Üzgünüm. Cenaze yarın Cincinnati'de. | Open Subtitles | أنا آسف،الجنازة غداً في سنسينتي |
| Boxer almak için Cincinnati'ye gitmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس عليك أن تعود إلى سنسنيتي لشراء السراويل التحتية من ك. مارت |
| Cenazeden beri Cincinnati'de saplandık kaldık. | Open Subtitles | أجل يا سيدي، ما زلت عالقاً في سنسينيتي منذ الجنازة |