| Lise 2'li Becky Jackson hayatıma gireli beri Cooter Mankins başıma gelen en güzel şey ve onu da kaybedersem, Allah belamı versin. | Open Subtitles | كوتر ماكينز هو افضل شيء حدث بالنسبة لي منذ ان دخلت الطالبة بيكي جاكسون غلى حياتي وسوف اخسر اذا خسرته هو ايضا |
| -Bak neden Cooter'ın kamyonunu alıp çıkmıyoruz yola. | Open Subtitles | -بو، لماذا لا نَأْخذُ شاحنةَ كوتر -ونسلك الطريق السريعَ |
| Koç Beiste, yetenekli futbolcuları bulan Cooter adına bir adama sırılsıklam âşık. | Open Subtitles | المدربة بيست واقعة في حب رجل اسمه "كوتر" وهو مستكشف المواهب |
| Cooter dün gece limitlerimi zorladı. | Open Subtitles | كوتر" حقا دفعني" لاقصى حدودي الليلة الماضية |
| Dün gece, Cooter benden hayatta yapacağıma inanmayacağım bir şey istedi. | Open Subtitles | الليلة الماضية "كوتر" طلب مني فعل شي لم اتخيل ابدا اني سافعله |
| Beni dinle, Ev Permalı, 1990'ın sonlarından beri Cooter'la düzenli olarak çıkarım. | Open Subtitles | استمع بيت الشعر كوتر" اصبح غنيمتي" منذ اواخر التسعينات |
| Benim vardiyam bitti. Sizi Cooter'ın oraya götüreyim. | Open Subtitles | -تعالوا يا اولاد سأْخذُكم إلى كوتر |
| Cooter General'i çalıştırıyor olmalı. | Open Subtitles | كوتر اصلح جينرال |
| Neden bu zulayı Cooter için almıyoruz. | Open Subtitles | -بو، لماذا لا نَأْخذُ شاحنةَ كوتر |
| Cooter, orada hazır mısın? | Open Subtitles | كوتر هل انت مستعد هناك ؟ |
| -Ne yapıyorsun Cooter? -Özür dilerim memur bey. | Open Subtitles | مالذي تفعله كوتر ؟ |
| Cooter, ne yapıyorsun? | Open Subtitles | كوتر مالذي تفعله ؟ |
| Cooter Berger; tarım yardım komitesi başkan yardımcısı, FEMA aktif başkanı geçici başkanı denemede olduğu süre boyunca FBC başkanı. | Open Subtitles | (كوتر بيرغر)، نائب رئيس "الإعانة المالية للمزارع"، رئيس وكالة ضحاية الطوارئ الرئيس المؤقت لـ(اف بي سي)، بينما يخضع الرئيس للمحاكمة |
| Cooter, Don Geiss adında bir adam için çalışıyordum. | Open Subtitles | (كوتر)، كنت أعمل لصالح رجل اسمه (دون غايس) |
| "Cooter" çünkü kamplumbağaya benziyorum ve "berger" çünkü beni bir seferinde hamburger yerken gördü. | Open Subtitles | (كوتر) لأني أشبه السلحفاة، و(بيرغر) لأنه رآني وأنا آكل هامبرغر مرة واحدة |
| Talbot, tatlım, Cooter'a yemek ikram etmeyi unuttuk. | Open Subtitles | (تالبت)، عزيزي، نسينا تقديم شراب منعش لـ(كوتر) |
| Cooter Mankins benim için bir tek o var. | Open Subtitles | " كوتر مكينز" هو الشخص الوحيد لي |
| Cooter, sana aşığım. | Open Subtitles | كوتر ، انا واقعة في حبك |
| John Deere marka biçerdöveri kullanan adamın lakabı Cooter'mış. | Open Subtitles | الرجل الذي يديرها والذي حصد الأرز هو (جون دير) كان يلقب بـ (كوتر) |
| Hayrola Koç, üstte olmasına izin vermediğin için Cooter bir tane patlattı mı? | Open Subtitles | ما الذي حدث أيتها المدربة، (كوتر) نزل عليكِ ضراباً لأنك لم تتركيه أن يكون فوقكِ؟ |