| Bunlar bizim oynadığımız riskler ve bu nedenle, ikinci dönüşümü yapmak zorundayız, iklim dönüşümünü. Ve düşük karbon ekonomisine geçmeliyiz. | TED | هذه الرهانات التي بين أيدينا، ولهذا علينا القيام بالتحول الثاني، التحول المناخي، والانتقال إلى اقتصاد منخفض الكربون. |
| Dünyadaki bu ciddi dönüşümü görebilirsiniz. | TED | يمكنك أن تلاحظ التحول الجذري الذي حدث في العالم. |
| Ham bir gösterim ama temel olarak taşın yaratılışı dönüşümü tüm formlarıyla inceleyen bilimin ilk şekli olan simyanın amacıydı. | Open Subtitles | إنه تصوير بسيط، لكن أساسياً تكوين الحجر كان هدف الكيمياء التي كانت الشكل الأولي للعلم وتدرس التحويل في جميع أشكالها. |
| dönüşümü başlatmak için gerekli materyali hala bulamadık. | Open Subtitles | نحن لم نجد بعد الخامات اللازمة لعملية التحويل |
| En yenilikçi ya da yaratıcı endüstri olarak bilinmese de ürünlerinin geri dönüşümü konusunda fazlasıyla iyiler. | TED | لا تُعرف دائمًا كأكثر الصناعات ابتكارية أو إبداعية، ولكن اتضح، بأنها متفوقة جدًا، جدًا في إعادة تدوير منتجاتها. |
| Açıklık kavramının birden çok farklı anlama geldiğini söylemek mümkün. Medeniyetin dönüşümü açısından bu anlamlardan her birinin karşılık geldiği bir ilke var. | TED | حسناً، كما يتبين ، للإنفتاح عدد من المعاني المختلفة و لكل معنى مبدأ متماشي مع تحوّل الحضارة. |
| Bu hikâyenin bir yerinde yaklaşık 4 milyar yıl önce enerjinin dönüşümü, yeryüzünde hayatın başlamasına neden oldu. | Open Subtitles | و في وقت ما في تلك القصّة، منذ حوالي أربعة بلايين سنة، ذلك التحوّل للطاقة أدّى إلى أصل الحياة على الأرض. |
| İnsan dönüşümü yapıp Doğruluk Kapısını açmaya ne dersin? | Open Subtitles | هل تمانع أن تقوم بالتحويل البشري لتقوم بفتح البوابة ؟ |
| Bu yolla, bu kadınlar, dönüşümü canlandırıyorlar. güzel dönüşüm... | TED | وبهذه الطريقة، هؤلاء النساء أحدثن الكثير من التحول، التحول الجميل. |
| Rakunlar, insanları ve dönüşümü öğrenmekle meşgulken kış bitti, kaysılar çiçek açtı ve aşk mevsimi gelip çattı. | Open Subtitles | عندما كان الراكون مشغول بالتعلم عن الانسان و مهارة التحول الشتاء قد انتهى و الورود قد تفتح و موسم الحب قد اتى |
| dönüşümü öğreten eğitmenleri onlara eşlik etti. | Open Subtitles | المعلم الذي اتقن مهارة التحول يقوم بمرافقتهم |
| dönüşümü gayrıciddi yaparak, insanların gazabını üzerimize çekmeyin. | Open Subtitles | لا تبعثوا غضب البشر علينا باستخدام فن التحول باستهتار |
| Bu dönüşümü yalnızca sizin anlayabileceğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه لا أحد غيرك يستطيع أن يفهم هذا التحول |
| İnsan dönüşümü sadece karşılığında insan canı verildi diye başarılı olacak değil. | Open Subtitles | حتى لو ضحيتي بحياتك, التحويل البشري مستحيل |
| Şimdi,Bücür Tüm Metal, dönüşümü başlat. | Open Subtitles | الأن, يا قصير المعادن الكامله, إبدأ بعملية التحويل |
| Ne olursa olsun, insan dönüşümü yasaklanmıştır. | Open Subtitles | مهما كان الوضع, التحويل البشري محرم بشدة |
| Nihayetindeyse, strafor geri kazanılamayan bir madde olarak sayılıyor, çünkü dönüşümü ne makul, ne de uygulanabilir. | TED | ونتيجة لذلك، يعتبر الستايروفوم مادة غير قابلة للتجديد، لأنه ليس من المجدي إعادة تدوير البوليسترين. |
| Evsel atıkları ayırma ve geri dönüşümü tercih etmek bizim görevimiz. | TED | كما أن لدينا الخَيار في أن نقوم بفصل وإعادة تدوير المُخلّفات المنزلية. |
| İlkbahar ilerledikçe tundranın dönüşümü devam eder. | Open Subtitles | بينما يتقدم الربيع، يتواصل تحوّل التندرة |
| Bu dönüşümü atlatacak kadar güçlü bir insana. | Open Subtitles | شخصٌ قويّ بما فيه الكفاية للإستمرار بهذا التحوّل. |
| İnsan dönüşümü yapmak için, sadece diğer insanların hayatları kullanılabilir. | Open Subtitles | ,لتقوموا بالتحويل البشري حياة الناس الأخرين فقط هي التي يمكن إستخدامها لكي تعيش, يجب أن تأخذ حياة أخرى سواءا أكان هذا واضحا أم لا |
| ihtiyacımız olan neredeyse herşeyi 2020lerde üretecek hale geleceğiz, nano teknoloji kullanarak çok pahalı ham maddelerin dönüşümü ile. | TED | سوف نستطيع تصنيع تقريبا كل ما نحتاج إليه في أعوام 2020 ، من المعلومات ، و من مواد رخيصة للغاية ، باستخدام تكنولوجيا النانو. |
| Gücünü geri kazanmadan, dönüşümü tamamlanmadan onu yok edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني تدميره قبل أن يستعيد قوته قبل أن يكتمل تحوله |
| Yaşamın basitten karmaşığa gitmesiyle olan bu şaşırtıcı dönüşümü çalışıyor. | Open Subtitles | و هو يدرس هذه التحولات المحيرة عندما تحولت الحياة من بسيطة إلى معقدة |
| Kalanlar ise, daha çok geleneksel geri dönüşümü andıran ve işlemin ilk aşamasının yapıldığı bölüme alınır. | TED | وبعد ذلك يدخل البلاستيك في أول جزء من عمليتنا والتي تشبه عملية إعادة التدوير التقليدية |