Sonbaharda yapraklarını dökmüş bir ağacın üzüntüsünü anlayabilmek için, baharda yeniden çiçekler açtıran yaşam döngüsünü iyi kavramak gerekir. | TED | فهم سبب حزن الأشجار التي تفقد أوراقها في الخريف هو محاولة لفهم دورة الحياة التي تعطينا أزهارا في الربيع. |
Yaşam döngüsünü sürdürebilmek için bir koyunun veya ineğin midesine yerleşmesi gereken bir parazit. | TED | دودة طفياية صغيرة تصيب الدماغ وعليها أن تكون داخل معدة خروف أو بقرة.. لكي تتمكن من إستكمال دورة حياتها. |
eğer bilmek istiyorsanız, ki böylece kavrayış döngüsünü tamamlayabiliriz, tüm yapmanız gereken şey bu paragrafları okumak. | TED | و اذا ما اردت المعلومات حتى ننهي دورة الفهم هذه كل ما عليك فعله هو قراءة هذه الفقرات. |
Doğumun döngüsünü ölümün, yeniden doğuşun, yıkımın kaçışın, ölümün döngülerini kıracağız. | Open Subtitles | تجاوُز دائرة الميلاد والموت .الإنبعاث، الدمار، الهروب و الموت |
Doğumun döngüsünü ölümün, yeniden doğuşun, yıkımın kaçışın, ölümün döngülerini kıracağız. | Open Subtitles | تجاوُز دائرة الميلاد والموت الإنبعاث، الدمار، الهروب و الموت. |
Savaş mağdurları, sonsuz barışın anahtarını taşıyor olabilir ve şiddetin döngüsünü kıracak kişiler mültecilerdir. | TED | يمكن لضحايا الحروب أن يصنعوا السلام الدائم، إنهم اللاجئون من يمكنهم إيقاف حلقة العنف. |
Keith, ailemizin para utanç döngüsünü açıkça konuşup kırmayı başaramadı. Bu görevi ve vasiyeti bana bıraktı. | TED | لم يكن كيث قادرًا على التحدث وكسر دورة خجل أموال عائلتنا، لذا فقد تركني أقوم بالعمل لوحدي وأشارك وصيته. |
Ailedeki para-utanç döngüsünü kırmak için yalnızca bir kişi yeter. | TED | لا يتطلب الأمر سوى شخص واحد من عائلتك يقوم بكسر دورة الخجل من المال. |
Gelişim ve değişimin verimli döngüsünü devam ettirmek için bu yararlar kendi içerisinde sürdürebilirlik oluşturacak. | TED | هذه الفائدة في حد ذاتها سوف تخلق الاستدامة لإدامة دورة قوية من التغيير والتحسن. |
ve onun çatısı altında, yaşamın bütün döngüsünü görebilirsiniz. | TED | ويمكنك أن تجد دورة الحياة بكاملها في تلك الدار. |
Streptomyces coelicolor bakterisinin yaşam döngüsünü izliyorsunuz. | TED | نرى دورة حياة بكتريا سيليكولور المتسلسلة إنها سلالة من البكتريا التي تعيش في التربة |
Aynı zamanda Mars, Jüpiter ve Satürn'ün döngüsünü biliyorlar ve güneş tutulmasını da 33 yıl öncesinden hesaplayabiliyorlardı. | Open Subtitles | عرفوا ايضا دورة المريخِ، المشتري زحل وكانوا قادرين على حساب كسوف الشمس |
Hayatın döngüsünü sağlayarak, evrenin düzenini koruyorum. | Open Subtitles | أنا أتأكد من مسار الكون وأضمن دورة الحياة |
Bu yüzden açık olmak gerekirse, kurbanın tam olarak hangi gün öldürüldüğünü belirlemek için sineklerin yaşam döngüsünü kullanabiliriz. | Open Subtitles | إذاً للتوضيح يمكننا إستعمال دورة حياة الذبابة للتقرير الدقيق ليوم مقتل الضحية تماماً |
Hayat döngüsünü daha sonra dinlesek olur mu? | Open Subtitles | هل يمكنك اعطاؤه درس دورة الحياة فيما بعد؟ |
Volkanik aktivite, topraktaki donmuş suyu eritebilir, mineral ve gıda döngüsünü sağlayıp, hayatın oluşması için elverişli koşulları sağlayabilir. | Open Subtitles | يمكن للنشاط البركاني أن يذيب المياه المتجمدة في التربة ويعيد دورة المعادن والمواد المغذية خالقاً ظروف مناسبة لوجود الحياة |
Bizlere bahşedilen yaşam döngüsünü tahrip ediyoruz. | Open Subtitles | اننا ندمر دورة الحياة المتوازنة اللتي منحت لنا |
Bu kaçırılma döngüsünü açıklar, her 3 ayda yeni bir kurban. | Open Subtitles | ذلك يفسر دورة الخطف ضحية جديدة كل 3 اشهر |
Enerjisi kutbu saran tam bir aura döngüsünü beslemekte. | Open Subtitles | انها طاقة تغذي دائرة متصلة من الشفق الذي يحيط القطب |
Daha sonra öenmli iki şe daha yapıyoruz, bunu geri bildirim döngüsünü sağlamak için yapıyoruz. İnsanlar bu verilerin ne olduğu ve neleri gösterebildiğini biraz daha iyi anlamaya başladıklarında | TED | ومن ثم نقوم بامرين مهمين نجعلك تتحرك تجاه دائرة التغذية الرجعية الصحية ونجعلك تستوعب الظروف الصغيرة المؤثرة في حالتك وماهي القيم التي تدخل في تقيم وضعك الصحي |
Cezasız kalma döngüsünü durdurmalıyız. | TED | لابد من كسر دائرة الحصانة هذه. |
Torunu okula gidemiyor ya da fakirlik döngüsünü kıramıyordu. | TED | لم يكن قادراً على الذهاب للمدرسة أو كسر حلقة الفقر. |