| ve sen yatakta olmalıydın, yarın ki düğünde dinç olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون في الفراش راحةً من أجل الزفاف غداً |
| En az 100 tane sarhoş kız olacak... bu geceki düğünde. | Open Subtitles | سوف يكون هناك مايزيد عن مائة بنت سكرانة فى الزفاف الليلة |
| Yemek yoktu. Ross düğünde "Rachel" dediği zaman, bunun tekrar olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | عندما ذكر روس اسم رايتشل في الزفاف توقعت انه سيحدث مرة اخرى |
| Ama endişe etmene gerek kalmadı. Hâttâ düğünde vereceğin hediyeyi düşünmeye başla. | Open Subtitles | بأي حال ، لقد استقر الأمر تستطيعين شراء هدية زفاف |
| düğünde buket atma vardı, ve sersem topuk yüzünden kolumu incittim. | Open Subtitles | كان هناك رمي باقة الورد في الزفاف وجرحت ذراعي بخنجر قذر |
| Kötü haberlerim var. düğünde istediğin grup 25 Mayıs'ta doluymuş. | Open Subtitles | فرقة حفل الزفاف التي اردتها محجوزة في يوم 25 مايو |
| düğünde birçok misafir olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك العديد من الضيوف في حفل الزفاف |
| Baron Gruda düğünde sana bağIıIık gösterme fırsatı verecek. | Open Subtitles | فالبارون منحك الفرصة للتعبير عن ولائك في الزفاف غرودو |
| Şimdi olmaz Barin! düğünde bulunmazsam beni vururlar. | Open Subtitles | إذا لم اكن موجودة في الزفاف سوف يطلقون النار على |
| düğünde onun yanında olacak veda öpücüğü verecek ve eve döneceksin. | Open Subtitles | ستقفين جنبها في الزفاف وتقبلية قبلة الوداع وتعودين الي منزلك |
| O sadece, bir düğünde birlikte fotoğraf çektirdiğim birisiydi. | Open Subtitles | كان مجرد هذا الرجل الذي كان لي معه صورة فوتوغرافية التقطت بحفل الزفاف |
| Tabiki, En büyük kadeh kaldırışım yarın düğünde olacak, bu sadece küçük bir tane veya Melba kaldırışı, Eğer yaparsanız. | Open Subtitles | طبعا نخبى الكبير سيكون غدا فى الزفاف لذلك فإن هذا نوع من النخب الصغير إذا شئتم |
| - Demek bu yüzden düğünde bana öyle bakıyormuş. | Open Subtitles | لا عجب من أنها كانت تنظر لى ساخرة اثناء الزفاف |
| Her gittiğim düğünde en az bir nedime ayarlarım. | Open Subtitles | لم أذهب إلى زفاف و إلا على الأقل ضاجعت واحده من الإشبينات |
| düğünde çıkmaya başladık. | Open Subtitles | لقد ارتبطنا ببعضنا أثناء . حفل زفاف ماكس |
| Küçükken, sürekli düşüp bir şeyleri kırardı ama düğünde kendine çok hakim görünüyordu. | Open Subtitles | عندما كانت صغيرة، سقطة وأشياء تكسّرة لكنّها بدت بإحتجاز نفسها حتى في العرس |
| Bu şarkıyı düğünde çalmanızı istiyorum. | Open Subtitles | اريدكم أن تغنوا هذه الأغنية في حفل الزواج |
| Ve anne, konuşulduğu gibi sen düğünde şarkı söylemeyeceksin. | Open Subtitles | أمى، كما نوقش من قبل التفاصيل فلن تغنى بالزفاف. |
| Ne olursa olsun, yarınki düğünde bir damat eksiğimiz var. | Open Subtitles | أهمال، نحن ينقصنا العريس فقط للزفاف غداً |
| Ama onunla düğünde görüşmeyeceğine göre bunu onun kelimeleri ile duyman gerek. | Open Subtitles | لكنطالمالن توافيهعند المذبح.. فيجب أن تسمعي هذا خلال كلماته. |
| YaşIı adamın mezarına gittim, böylece düğünde ağlamak zorunda olmayacaktım. | Open Subtitles | لقد ذهبت لزيارة قبر والدي حتى لا أبكي في الزواج |
| düğünde hangi erkek onun çarpık vücuduna bakar? | Open Subtitles | عرس , ترى , لاينظر لها رجل او الى جسدها الملتوي |
| Bu Cumaretesi düğünde... dört cin tonikten sonra... mikrofonu eline alıp... tüm dünyaya söyleyi verir. | Open Subtitles | أو هذا السبت خلال زفافك بعد أن تتناول أربعة كؤوس من الخمر لتتجه بعدها ناحية الميكروفون |
| Sanırım bu neden düğünde arkadaşlarının, ailesinin önünde ve sekiz yüz kişilik yemeği bırakıp gittiğini açıklıyor. | Open Subtitles | اظن هذا يفسر لما تخليت عنها يوم زفافها امام لفيف من الاهل والاصدقاء وثمان اصناف من وجبات الطعام |
| düğünde güzel bir kadın çiçeksiz kalmamalı. | Open Subtitles | ... لا يجب على امرأة جميلة أن تكون في عُرس بدون زهرة |
| düğünde yer alacak üç kişinin sokağa çıkma yasağı olduğundan, akşam yemeği öğle yemeğine dönüştü. | Open Subtitles | بما ان ثلاثة اشخاص في حفلة الزواج لديهم حظر تجول وليمة العشاء المعادة |
| Oğlun düğünde gelin arabasında oturacak. | Open Subtitles | ماالذي فعلته لتعاقبي بهذا ..متجاهلا الانسات الشابات. |
| Bir düğünde ereksiyon olmuş bir rahipten daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء في العُرس أسوأ من كاهن في حالة إنتصاب |