"düşünürsünüz" - Translation from Turkish to Arabic

• تظنون
• وتعتقد
• ستفكرين
• تفكّر
• تفكرن
• ستعتقد أنه

Çoğu zaman ağrıyı bir hastalığın belirtisi olarak düşünürsünüz. Ve bu genelde doğrudur da.
الان في اغلب الاوقات تظنون ان الالم عرض لمرض ما وهذا صحيح في معظم الاوقات

Doğayı seven bir erkek için, hayvanlarla daha fazla ilgilendiğini düşünürsünüz.
بالنسبة لرجل يحب الطبيعة قد تظنون أنه يحب الحيوانات

Ayrıca, Asyalı kızların minicik ellerine bakıp penisinizin onun elinde tıpkı bir lağım borusu gibi görüneceğini düşünürsünüz.
ثم ستلقي نظرة على الأيدي الضيقة لفتاة آسيوية وتعتقد أن عضوك سوف يبدو كماسورة المجاري في قبضتها

Hayal kurmaya başlarsınız, düşünürsünüz:
وبدأت تتخيل وتعتقد الآتي:

- Bir şey düşünürsünüz.
_ مؤكد ستفكرين في شيء _. إسمحي لي _. بالطبع ..

Bu yüzden umarım onlara bir şekilde yardım etmeyi düşünürsünüz.
لذلك آمل منك أن تفكّر في المساعدة بطريقة ما.

Kocamın kariyerini nasıI mahvettim diye ömür boyu düşünürsünüz.
تقضين بقية حياتكن تفكرن كيف قمتن بتدمير مهنة زوجك

Bu yüzden, Asyalı bir pilicin sizin penisinizi görünce Saint Helen Dağı sanacağını düşünürsünüz.
وهل تعتقد أن فتاة آسيوية عندما ترى قضيبك ستعتقد أنه جبل سانت هيلين

Her sabah kapıdan çıkarken ailenizin ne yaptığını bildiğinizi düşünürsünüz.
تظنون أنكم تعرفون ما تفعله عائلتكم عندما يخرجوا من الباب كل يوم

Umarım siz de bunun harmoni için iyi bir örnek oluşturduğunu düşünürsünüz
أتمنى ان تظنون انه مثال جيد للتناغم

Nasıl olurda babam ve halamın bağlantılı olduğunu düşünürsünüz?
لم تظنون أن والدي وعمتي متورطان؟

Daima herkesten üstün olduğunuzu düşünürsünüz.
دائماً كنتم تظنون أنكم أفضل من الجميع

Bu cinayetle ilgim olduğunu nasıl düşünürsünüz?
-الرائد (موريس ) كيف تظنون أن لي يد في هذه الجريمة؟

Hepiniz böyle düşünürsünüz.
كلكم تظنون ذلك

Sonra düşünürsünüz:
وتعتقد بعدئذ

Yani önünüzden geçersem... ister istemez, size kötü şans getireceğimi düşünürsünüz.
لذا إذا قطعت طريقك ستفكرين .... بطريقة لا شعورية أني سوف أجلب لك حظاً سيئاً

Aslında Bayan Isringhausen, bence... sadakatinizi satmayı siz benden önce düşünürsünüz.
لا يا آنسة (إسرينغهوزن) أعتقد أنك ستفكرين جيداً... في تغيير ولائك قبل أن أفعل أنا

Bacaya sıkışan birinin, aniden kendini lağımda bulacağını düşünürsünüz.
تفكّر أنّ شخصاً يمكن أن يعصر نفسه ليعثر على المداخن أسفل أنابيب المجاري

Böyle bir şey yapacağımı nasıl düşünürsünüz?
لا، لا، لا، لا! لا استطيع التصديق بأنك تفكرن بذلك حتى

- Umarım buna değdiğini düşünürsünüz.
آمل أنك ستعتقد أنه يستحق ذلك.