| Bununla birlikte yaşadığım tüm travmaları düşündüm: şiddet, taciz, tecavüze uğramam. | TED | ومع ذلك، فقد كنت أفكر بجميع صدماتي: العنف، سوء المعاملة، اغتصابي. |
| Bu sabah işleri hızlıca hallettiğimizden "Belki de eve gitmem." diye düşündüm. | Open Subtitles | منذ انجزناها بسرعة هذا الصباح ان أفكر ربما لن أذهب الى البيت |
| Kuzey tarafı olarak adlandırılan mahalle için bir logo tasarımına davet edilmiştim ve bir mahallenin logosu olmasının aptalca olduğunu düşündüm. | TED | كنت مدعوة لأصمم شعارا لهذا الحي الذي يدعى الحي الشمالي وكنت أعتقد أنه من السخافة أن يكون هنالك شعار لحي معين |
| Evet. Önce onun, senin için yeterince iyi olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | ذلك صحيح ، منذ البداية إعتقدت أنها ليست مناسبة لك |
| Belki haftada birkaç gün ona koçluk yaparsın diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقد انك من الممكن ان تدربه بضع ايام خلال الأسبوع |
| Beni buraya koyan ve kapıyı kilitleyen nefreti düşündüm ve yaktığı ateşi. | Open Subtitles | عندما افكر في الحقد الذي جعلني اكون هنا وأغلقَ الباب واشعل النار |
| Ona da yardım etmek için bir fikir bulabilirsin diye düşündüm. | Open Subtitles | حسنا، أظن أنه يمكنك أن تأتي ببعض الأفكار لتساعديها هي أيضا |
| Bunun hakkında çokça düşündüm, ve şimdi ne yapmam gerektiğini biliyorum. Yapmam gereken.... | Open Subtitles | أفكر بشأن هذا كثيراً، و أعرف أني لا ينبغي أن أفعل هذا الآن. |
| düşündüm de. Kötü bir fikir. Bakacakları ilk yer trendir. | Open Subtitles | بدأت أفكر ووجدتها فكرة سيئة القطارات أول مكان سيبحثون فيه. |
| düşündüm ki, bu gece buluşup bir duş alırız, tamam mı? | Open Subtitles | أفكر في أن نتسامر الليلة لذا قم بالإستحمام ، مفهوم ؟ |
| Son altı yıldır, her gün sadece iki şeyi düşündüm. | Open Subtitles | كلّ يوم فى الستّ سنوات الماضية كنت أفكر في شيئين |
| İçlerinden birinin gerçekten beni ciddi bir makalenin yazarlarına eklemeyi istediğini düşündüm. | TED | واحد منهم ، لمصلحته، أعتقد فقط لمجرد أن يشاركني في الجدال الحاد |
| Her neyse, ben de sana havamı atıp, akşam yemeği hazırlayabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | على أية حال ، كنت أعتقد أنني سوف أتباهى وأطهو العشاء لنا. |
| Her neyse, ben de sana havamı atıp, akşam yemeği hazırlayabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | على أية حال ، كنت أعتقد أنني سوف أتباهى وأطهو العشاء لنا |
| İtalyan olabileceğinizi düşündüm bu günlerde İtalya'dan pek çok adam geliyor. | Open Subtitles | إعتقدت انك إيطالى كثير من الرجال تصل من ايطاليا هذه الأيام |
| ve ben, ben düşündüm ki belki buluşup bira içmeye falan gidebiliriz | Open Subtitles | وأنا إعتقدت بإمكاني الإتصال بك ويمكننا أن نذهب لإحتساء الشراب يوما ما |
| Ama herkesin bu şarkıyı duyma şansı olması gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | لكني اعتقد انه يجب ان يحصل الجميع على فرصه لسماعها |
| O zamandan sonra, hep Yutaka'nın diğer arkadaşlarımdan biraz farklı olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | بعد ذلك، كنت دائما افكر في يوتاكا بشكل مختلف بالمقارنة لبقية اصدقائي |
| Pekala, size şöyle anlatayım, çetin geçeceğini düşündüm. ama Tanrım, stokumuz vardı. | Open Subtitles | وكنت أظن أننا سنمر بأوقات عصيبة، ولكن كان يوجد معنا مخزون كافٍ. |
| Maura, bilmeni istiyorum ki, bunun üzerinde çok fazla düşündüm. | Open Subtitles | مورا، أريد منك أن تعلمي بأني فكّرت بهذا الأمر ملياً. |
| Bütün gün görevde kaldığım için bir bardak kahvenin zihnimi açacağını düşündüm, alt kattaki görevliye küçük bir rica için zili çaldım. | Open Subtitles | إعتقدتُ أن كأس قهوة قد يصحصح دماغي لذا هاتفت المفوض الذي يبقى لطلب الحاجيات طوال الليل في منتجع صغير في أسفل الدرجات |
| Dün gece çok düşündüm... ve beni heyecanlandıran bir şey var. | Open Subtitles | قمت بالكثير من التفكير ليلة أمس وهناك شيء مثير جدا بخصوص |
| Ona ne söyleyeceğim hakkında çok düşündüm, daha büyük olduğunda. | TED | لقد فكرت كثيرا في الكلام الذي يقولون لها عندما تكبر. |
| Bu yaşadığımız restoran problemini biraz düşündüm. Ve sanırım bir çözüm buldum. | Open Subtitles | فكّرتُ طويلاً بالمشكلة التي تواجهنا في المطاعم، و أعتقد أنّي وجدتُ حلّاً. |
| Kendi yaşında bir flörtün yanında bulunması hoş olabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون لطيفاً لو تعرفت على أمرأه في مثل عمرك |
| Sobanız sönmüştür diye düşündüm. Bu yüzden Krispy Kreme'e uğradım. | Open Subtitles | توقعت أن موقدك لايعمل لذا توقفت عند محل كرسبي كريم |
| Ama biz maskeleri takmaya devam etmeye çalışmalıyız diye düşündüm. | Open Subtitles | ولكني اعتقدتُ أن علينا أن نسعى جاهدين لنُبقي الأقنعة علينا |
| Kardeşinize kendim söylersem daha az sarsıcı olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد شعرت بان الصدمة ستكون اقل لو جأت واخبرتك بنفسى |