| Salak olduğumu düşüneceksin ama tüm bunların bir tür mesaj olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ستعتقد أنني غبي لقول هذا ..لكن الأمر برمته شعرت أنه مثل رسالة |
| Çabucak ölmek isteyeceksin, ama olmayacak. Acaba o zaman ne düşüneceksin? | Open Subtitles | تريد الموت بسرعة لكنك لن تستطيع ماذا ستعتقد بعد ذلك؟ |
| Sana gerçeği anlatacağım ama benim aptal olduğumu düşüneceksin ve kafayı yiyeceksin. | Open Subtitles | سأخبرك الحقيقة ولكنك ستعتقدين أنها حماقة وستفقدين عقلك |
| Ama sen, eminim ki hayatının geri kalanında her gün beni düşüneceksin. | Open Subtitles | لكنيّ واثقة، بأنكِ ستفكرين بي كل يوم لبقية حياتك |
| Ancak gerçeği duyduktan sonra belki de başka türlü düşüneceksin. | Open Subtitles | ولكن بعد ان تسمع الحقيقه عندها لربما ستفكر خلاف هذا |
| Göt herifin biri olduğumu düşüneceksin. Unutalım gitsin. | Open Subtitles | ستظنين أنني مغفل فقط دعينا ننسي هذا الشيء |
| Richie'nin eli senden daha iyi olacak ama sen onun elinin kötü olduğunu düşüneceksin. | Open Subtitles | ستكون يد ريتشي أفضل منك و لكنك ستعتقد أنها يد ضعيفة |
| Delinin teki olduğumu düşüneceksin ama Bayan X için de üzülüyorum. | Open Subtitles | ستعتقد بأني مجنونة كليا لكني أشعر بالحزن من أجلها أيضا |
| Benim çok hevesli olduğumu düşüneceksin fakat değilim. | Open Subtitles | أنت ستعتقد بأن هذا الإنتقال أنا سببته لا ليس أنا |
| Sana gerçeği anlatacağım ama benim aptal olduğumu düşüneceksin ve kafayı yiyeceksin. | Open Subtitles | سأخبرك الحقيقة ولكنك ستعتقدين أنها حماقة وستفقدين عقلك |
| Bunun çılgınca bir şey olduğunu düşüneceksin, ama... bence Keith'i Jimmy öldürmedi. | Open Subtitles | ... ستعتقدين ان هذا جنون, لكن لا اظن ان جيمي قتل كيث |
| Elbette böyle düşüneceksin ama önyargıların seni kör etmiş. Gözlerini kullan. | Open Subtitles | حسناً، بالطبع ستعتقدين ذلك، لأنّ فكرتُكِ المُصوّرة مُسبقاً تعميكِ. |
| Bir daha sigarayı gördüğünde bile seni tiksindiren şeyleri düşüneceksin. | Open Subtitles | في المرة المقبلة التي ترين فيها سيجارة، ستفكرين في أشياء تقرفكِ. |
| Şimdi orada dikilip verdiğin kararları düşüneceksin. | Open Subtitles | و الآن ستقفين هنا. و ستفكرين في كل القرارات التي إتخذتها مؤخراً. |
| Ama düşüneceksin değil mi? | Open Subtitles | ولكنكِ ستفكرين بشان هذا ، صحيح؟ |
| Pişman olmadım dersem, o zaman da değişmediğimi düşüneceksin. | Open Subtitles | واذا قلت اني لست آسفه على ماحدث عندها ستفكر اني لم أتغير |
| O motosikleti ne zaman çalıştırsan "Kendi bencil zevklerimi Kerry'nin mutluluğunun önüne koydum" diye düşüneceksin. | Open Subtitles | هل تدرك بأن كل مرة ستدير فيها الدراجة كل ما ستفكر فيه هو أنا أضع سعادتي الأنانية في مقدمة سعادة كيري ؟ |
| Evet, bovling gibi. Hayatımın bu olduğunu düşüneceksin. | Open Subtitles | وكما حدث مع لعب البولينغ، ستظنين أنّه مجرّد هراء، |
| Çünkü beni bu bebekle gördüğünde birbirimize ait olduğumuzu, bana aşık olduğunu düşüneceksin. | Open Subtitles | لأنه عندما تراني مع الطفل ستظن أنك تحبني و أننا لبعضنا |
| Saatte 150 mil yaptığını düşüneceksin Ama aslında 15 en iyi ihtimalle 25 mil hızla gidiyor olacaksın. | Open Subtitles | لذا ستظنّ أنّك تقود بسرعة 150، لكنّ سرعة قيادتك ما بين 15 إلى 20. |
| Belki saçmaladığımı düşüneceksin ama madalyonu bulamamış olmamın kötü bir işaret olduğunu düşünüyorum hâlâ. | Open Subtitles | سوف تظن بأنني مجنونة ولكني لازلت أفكر بأنه طالع سيء أنني لم أجد تلك القلادة أبداً |
| Hayır. Ama bu yeni araba kokusuyla olduğunu düşüneceksin! | Open Subtitles | لا، ولكن مع هذا رائحة السيارة الجديدة، سوف تعتقد أنك تفعل. |
| Yok. Orada oturup senin ve şirketinin yaptığı şeyi düşüneceksin. | Open Subtitles | لا,أنت ستجلس هنا تماماً وتفكر بشأن |
| Geriye dönüp bakacaksın ve bu anın komik olduğunu düşüneceksin. | Open Subtitles | ستسترجع الماضي وستفكر أن هذه اللحظة كانت ظريفة. |
| Yeni maaş çekimi gördüğünde yeniden düşüneceksin. | Open Subtitles | حَسناً، أنت سَتُفكّرُ مجدّداً ذلك عندما تَرى صكَّ راتبي الجديدَ. |