| Demek istediğim, bana söylemeden bir bebekle onları düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | ما أعنيه، أني لا أتخيل أنّ واحدة منهن ستنجب طفلا بدون إخباري |
| Sizin orada olmayacağınızı düşünemiyorum bile. Lütfen. | Open Subtitles | -و أنا لا أتخيل عدم وجودكم هناك أنتم الثلاثة , من فضلكم |
| Travma geçirenlere danışmanlık yapıyorum. Ama halime bak, doğru düzgün düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | يستشيرني حالات الصدمات وأنظري لي , لا أستطيع التفكير بوضوح |
| Bu hisleri söylemem dışında bunu tanımlamak için başka bir yol düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أستطيع حتى التفكير بأي طريقة أخرى لوصف ذلك لأحدٍ سواي أنا فقط لدي هاذا الشعور |
| Yalnız olmayı.... ...düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | كنت أريدهم أن يكونوا هنا لكن عدم وجود أحداً؟ لا يمكنني تصور هذا |
| Ne kadar korkmuş olduğunu ve yalnız hissettiğini düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا يمكنني حتى التفكير كيف كان خائفًا ووحيدًا, لا بد وأنه شعر بذلك. |
| Yani, düşünemiyorum bile daha fazla babanların bodrum katında oturmayı mı? | Open Subtitles | فأنا لا أتخيل... تقصد عيشنا في قبو منزل والدك حتى الآن؟ لكان صعباً. |
| Bunun senin için nasıl bir şey olduğunu düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أتخيل كيف كانت وقع الأمور عليك |
| Dilimi kesen bir canavarla aynı çatı altında yaşayıp ona kahvaltı hazırladığımı çayını koyduğumu düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | شخصياً، لا أتخيل الحياة في نفس المكان مع الوحش الذي قطع لساني أعِد لها الإفطار وأصب لها الشاي لكن ليس هناك شيء لتخشاه الآن |
| Neler hissettiğinizi düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أتخيل حتى بماذا كنتِ تشعرين. |
| Önümüzdeki cemiyet görüşmeleri nasıl olacak diye düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير كيف ستكون جولة مفاوضاتنا القادمة مع النقابة |
| Birinin seni incittiğini düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير أن هناك من يمكنه إيذائك |
| Seks kaseti çıkıp da, kariyeri tavan yapmayan birini düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير في مهنة اي شخص لم يساعده شريط جنسي من قبل |
| Tanrım, düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | يا إلهي، لا أستطيع حتى التفكير بذلك. |
| Evet, yıllardır süregelen ufak tefek farklılıklarımız oldu ama onsuz bir hayatı düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | أجل، لقد كان بيننا عديد الإختلافات على مر السنين لكن لا يمكنني تصور حياتي من دونه. |
| Tanrım, böyle paniklediğinde, düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | يا إلهي، عندما تشعر بالذعر هكذا، لا يمكنني حتى التفكير |
| Onu tavsiye edebilecek birisini düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لايمكنني التفكير بشخص أستطيع أن أقدمه له. |
| Bu aralıksız fısıldama yüzünden doğru düzgün düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكير بصورة سليمة مع همس هؤلاء |
| Bayanlar baylar, 10.000 doların altında başlatmayı düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | سيداتى سادتى , أنا لا أستطيع أن أحلم ببدايه للعرض أقل من عشرة آلاف دولار |
| Nikolai'ın başkasını sevdiğini düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أتصور أن يحبَّ (نيكولاي) غيرك. |
| Aldırmayı düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ تَخَيُّل تَخَلُّص مِنْه. |
| Üçüncü çocuk. düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | طفل ثالث لا أستطيع حتى تخيل ذلك |
| Natalia'yı düzüşürken düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أستطيع تخيل أي احد ينقض علي نتاليا |