| Dinle! Sen ve ben, ilk tanıştığımızda sıradan olduğumu düşünmüştün. | Open Subtitles | انصتي، أول مرة إلتقينا، ظننتِ أني مبتذلاً |
| Sen ve ben, ilk tanıştığımızda sıradan olduğumu düşünmüştün. Haklı idin. | Open Subtitles | انصتي، أول مرة إلتقينا، ظننتِ أني مبتذلاً |
| Ama en iyi ihtimalle 25 sent olduğunu düşünmüştün. | Open Subtitles | لكن أفضل جزء من القصة أنك ظننته ربع دولار |
| Kara dumanla konuşmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüştün. | Open Subtitles | ظننتَ أنّها فكرةٌ سديدةٌ لتتحدّث مع الدخان الأسود |
| Neler oluyor orada? Standı buraya koyacağını mı düşünmüştün? | Open Subtitles | أنت فقط إعتقدتَ بأنّك هَلْ يَضِعُ الجناحُ هنا؟ |
| İşe yaramadığını düşünmüştün ama yaradı. | Open Subtitles | اعتقدتِ أنّ الجذور لمْ تعطِ مفعولاً لكنّها فعلت |
| Eğitimciliği seçtin çünkü eğlenceli olacağını düşünmüştün, değil mi? | Open Subtitles | أنت أخترت مهنة التدريس لانك كنت تظن بأنها ممتعة . أليس كذلك ؟ |
| Ne düşünmüştün, sorabilir miyim? | Open Subtitles | ما الذي فكرتِ فيه، لو تسمحين لي بالسؤال؟ |
| Tekrar madde kullanmaya başladığını düşünmüştün. | Open Subtitles | ظننتِ أنّها كانت تتعاطى من جديد، لكنّها لمْ تكن كذلك. |
| Bahse varım beni bir daha hiç görmeyeceğini düşünmüştün. | Open Subtitles | أراهن أنّكِ ظننتِ أنّكِ لن تريني مُجدداً. |
| Onun seksi olduğunu düşünmüştün sonunda onunla yatacaktın. | Open Subtitles | انظري للجانب المشرق لقد ظننتِ انه جذاب لذلك على الارجح كنتِ ستضاجعينه بأي حال |
| Geçen sefer onu vurduğumda da aynı şeyi düşünmüştün. | Open Subtitles | هذا ما ظننته آخر مرة عندما أطلقت عليه النار |
| O gece buluşacağı kişinin baban olduğunu mu düşünmüştün? | Open Subtitles | هل كان والدكَ من ظننته سيجتمع بها تلكَ الليلة؟ |
| Annem sana kapşonlu almıştı. Sen de kadınsı göründüğünü düşünmüştün. | Open Subtitles | اشترت لك أمي ذلك القميص بقلنسوة، ظننته كان نسويًا |
| Annesini koruyor olması da mümkün. Sen onun cinayet işleyebilecek biri olduğunu düşünmüştün. | Open Subtitles | من الممكن أنّه يحمي والدته، فقد ظننتَ أنّها قادرة على القتل. |
| Gerçekten bunun ikimizden birinin kazanmasıyla biteceğini mi düşünmüştün? | Open Subtitles | إعتقدتَ حقاً بأنّه إنتهِ بأمّا منّا يَرْبحونَ؟ |
| - Komik olduğunu düşünmüştün. | Open Subtitles | اعتقدتِ بأنه كان مضحكاً |
| Her zaman Tanrı'nın planının bir parçası olduğumuzu düşünmüştün. | Open Subtitles | كنت تظن دائما أننا جزء من مخطط السماء |
| İşsiz olduğumu düşünmüştün ama düşündüğünden daha iyiyim. | Open Subtitles | لأنكِ فكرتِ بانني بدون عمل و لكني افضل بكثير عما فكرتِ به |
| İtiraf etmeliyim ki bu ülkeye ilk geldiğimde hiç sevmeyeceğimi düşünmüştün. | Open Subtitles | يجب أن أعترف . عندما جئت أول مرة إلى هذه البلاد ، إعتقدت أنني لا أحبها |
| Hiç farkında olmayacağım bir şeyi önemsediğini düşünmüştün. | Open Subtitles | إعتقدتِ أنّك تهتم لأمر ما لم أتمكن من ملاحظته |
| Koyduğun sahte fotoğrafı da önemsemeyeceğini düşünmüştün, ha? | Open Subtitles | هل اعتقدت حقا أنها ستتغاضى عن الصورة المزيفة التي وضعتها؟ |
| Sana seni bokun altına gömeceğimi söylediğimde,hukuksal işleri kast ettiğimi mi düşünmüştün? | Open Subtitles | هل إعتقد بأنني عندما قلتُ بأنني سأدفنك بالقذارة، أنيّ قصدتُ عملاً قانونيًّا؟ |
| - Hayır, bunu sen böyle düşünmüştün. | Open Subtitles | لا أنت ظننت هذا |