| Bu şekilde olacağını düşünmedik. Ya düğünden sonra ne olacak? | Open Subtitles | لم نفكر بالأمر بصورة صحيحة ماذا عما بعد الزفاف ؟ |
| Bir marka olduğundan iki kez düşünmedik. | TED | وحصل أن كانت الشركة ذات ماركة تجارية، ولم نفكر في الأمر كثيرًا. |
| Sanırım bunu etraflıca düşünmedik, değil mi? | Open Subtitles | ــ أظنّنا لم نفكر في ذلك، أليس كذلك؟ ــ ماذا؟ |
| Ama dürüst olmak gerekirse, zaten onu burada tutmayı hiç düşünmedik. | Open Subtitles | لكن سأكون صريحاً معك لم نكن ننوي الاحتفاظ بالقنبلة |
| Ama hastaneye geldiğinizde bunları düşünmedik. Sadece sizi tedavi ettik. | Open Subtitles | لكنّكَ عندما جئتَ، لم نفكّر بهذا لقد اعتنينا بكَ فحسب |
| Bekle. Bize kimsenin toksin satacağını düşünmedik. | Open Subtitles | أنتظر, لم نعتقد أنه بالفعل يمكن لأحد أن يبيعنا السموم |
| Biz hiç arabayı çalıştıracağınızı düşünmedik ki. | Open Subtitles | نحن لم نفكر ابدا في الحقيقة انها سوف تعمل |
| Roma rakamlarını deneyebilirdik! Rakamları hiç düşünmedik! | Open Subtitles | كان علينا استعمال الأعداد الرومانية لم نفكر أبداً في الأعداد |
| Bize güvendiğine o kadar inandık ki ona güvenmemeyi düşünmedik. | Open Subtitles | لقد ناشدتنا لقد اعمتنا حقيقة انها وثقت بنا بحيث اننا لم نفكر بألا نثق بها |
| Satmayı hiç düşünmedik ama sonra emlâkçınız arayıp birinin eve bakmak istediğini söyleyince... | Open Subtitles | لم نفكر في البيع ولكن السمسار اخبرنا بان هناك من يريد رؤيةالمنزل |
| Her şeyi düşündük de, neden ip getirmeyi düşünmedik? | Open Subtitles | من بين جميع الأشياء، لماذا لم نفكر في جلب حبل؟ |
| Bunu neden daha önce düşünmedik bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لماذا لم نفكر في ذلك من قبل؟ |
| Bir araya geldiğimizde başkalarını nasıl etkileyeceğini hiç düşünmedik. | Open Subtitles | تعرف، عندما إجتمعنا سويا لم نفكر حتى كيف سيؤثر ذلك في الآخرين |
| Seni düşünmedik mi sence? | Open Subtitles | تظن إننا لم نفكر حيال هذا؟ فعل هذا بوضوح. |
| Hiç satmayı düşünmedik. | Open Subtitles | انا و زوجى حتى لم نفكر فى البيع |
| Bu mükemmel. Neden daha evvel düşünmedik? | Open Subtitles | هذا رائع، لماذا لم نفكر في ذلك سابقاً؟ |
| Satmayı hiç düşünmedik ama sonra emlâkçınız arayıp birinin eve bakmak istediğini söyleyince... | Open Subtitles | لا.. شكراً لك.. لم نفكر في البيع |
| Bu çok basit. Bunu neden daha önce düşünmedik. | Open Subtitles | لما لم نفكر بذلك من قبل إنه بسيط جداً |
| Ama dürüst olmak gerekirse, zaten onu burada tutmayı hiç düşünmedik. | Open Subtitles | لكن سأكون صريحاً معك لم نكن ننوي الاحتفاظ بالقنبلة |
| Bilmeni isteriz ki, seni kadroda düşünmedik değil ama maalesef sana uygun hiçbir rol bulamadık. | Open Subtitles | فقط لعلمكِ ليس وكأنّنا لم نفكّر فيكِ ولكن للأسف |
| Kötü bir fikir olduğunu düşünmedik mi? | Open Subtitles | لذا لم نعتقد أن هذه فكرة سيئة ؟ |
| Sapık olduğunu düşünmedik. Seni hırsız zannettik. | Open Subtitles | لم نكن نعتقد بأنك منحرف ، كنا نعتقد بأنك مجرم |
| Şey, bir başvuru formu doldurmuştuk, ama seçileceğimizi hiç düşünmedik. | Open Subtitles | , حسناً , لقد قدمنا بطلب لكن لم نظن أنهم سيختاروننا |