| - Gitmiş. Defterimiz düşürdüğüm yerde olmalı. | Open Subtitles | انه اختفى لابد أنه وقع عندما أسقطت كراستى |
| "O zamanlar sakızımı düşürdüğüm sokak" değilse, hayır. | Open Subtitles | لا , إلا إذا كان هو "الشارع الذي أسقطت فيه علكتي تلك المرة" |
| Ben çatıdan onu düşürdüğüm için. | Open Subtitles | - لقد وجدتها في الشرفة هذا لأني أسقطتها من السطح |
| Sanırım dün gece düşürdüğüm şeker. | Open Subtitles | ربما تكون هي نفسها التي أسقطتها بالأمس |
| - Uçurumdan düşürdüğüm için özür dilerim. - Sorun değil. | Open Subtitles | آسف لأني أوقعتك من الجرف - لا بأس - |
| Seni bu hale düşürdüğüm için üzgünüm. | Open Subtitles | أسف لأني وضعت أنفسنا .في هذه الفوضى |
| O düşürdüğüm çantada telsiz var. | Open Subtitles | جهاز الإتصال اللاسلكي، الذي في الحقيبة التي اسقطها |
| Bilirsin, tuvalete, havuzlara ve zaman zaman kokteyllerin içine telefon düşürdüğüm olmuştur. | Open Subtitles | حسنا,لقد أسقطت هةاتف في مسابح و حمامات.. وفي شراب الـ(موهيتو) |
| İki iyi kovboy şeriften ve anahtarı düşürdüğüm için elini kesen birinin taşralı kardeşinden bahsediyorum. | Open Subtitles | -أنا أتحدث عن شرطيين من رعاة البقر ومتخلف أخوه قطع يده لأنني أسقطت المفتاح، من في هذا السيناريو تعتقد إنه سيتم إستبعاده؟ |
| Tavayı düşürdüğüm için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف أسقطت المقلاة. |
| Bu benim düşürdüğüm çanta değil. | Open Subtitles | هذه ليست الحقيبة التي أسقطتها |
| - Benim düşürdüğüm bir yerde. | Open Subtitles | -بمكان ما حيثُ أسقطتها" " -كلا" " |
| Yarım saat düşürdüğüm şekeri aradım, bulamadım. :( | Open Subtitles | قضيت ساعة ونصف في البحث عن الحلوى التي أسقطتها. لم يحالفني الحظ : ( |
| Bizi bu duruma düşürdüğüm için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأني وضعت أنفسنا في هذا الموقف |
| Suya düşürdüğüm için biliyorum. | Open Subtitles | لانني اسقطها في بركة |