| Birinci Ordu perişan. Durum beklediğimizden hızlı kötüleşiyor. El Salvador 48 saat içinde düşecek. | Open Subtitles | تم القضاء علي الجيش الاول و الوضع يتدهور بسرعة ستسقط السلفادور خلال 48 ساعة |
| Özellikle de kıçının üzerine düşecek biri için. | Open Subtitles | أظن بأنني أقوم بعمل جيد, خاصة بالنسبة لامرأة ستسقط على مؤخرتها |
| Küçük bir çocukla yirminci katta oturup, sürekli düşecek korkusu yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أعيش في الطابق 25 دوماً ينتابني القلق بأنه سيسقط |
| Senin sol elin büyüdüğünde, o kılıç düşecek, değil mi? | Open Subtitles | وعندما تنمو ذراعك اليسرى مجددا سيسقط السيف أيضا، أليس كذلك؟ |
| Öğlen olmadan, şehir düşecek ve bizler bir kez daha Arlington'ın kutsal topraklarında yürüyor olacağız. | Open Subtitles | عند الظهيرة، سوف تسقط. ومن جديد، سنخطو فوق ساحاتنا العظيمة بالوطن. |
| Bu şekilde yaşamaya devam ederse, büyük ihtimalle tekrar yataklara düşecek. | Open Subtitles | من المرجح أن يسقط مريضا ثانية, إذا تابع ايقاع حياته السريع |
| İki saat sonra bomba düşecek. Toz ve bir çukurdan başka birşey kalmayacak. | Open Subtitles | بعد ساعتين ستسقط القنبلة ولنيتبقىسويالناروالرماد. |
| Şafakla ölümsüzlerin kuvvetleri etrafımızı sarmış olacak ve Termofil düşecek. | Open Subtitles | فى الصباح الخالدون سيحيطون بنا البوابات الحارة ستسقط |
| Toprak Krallığı en sonunda düşecek. | Open Subtitles | قواتنا ستعصف المدينة و ستسقط مملكة الأرض أخيراً |
| Birkaç saat sonra, 6 ton beton onun üzerine düşecek, onun başına gelecekleri önlemek için buraya gelmediğimi söyleyemezsin. | Open Subtitles | لابد أنها تعمل في مكان ما قريبا من هنا في بضعة ساعات ستة أطنان من الخرسانة ستسقط عليها |
| Taksi konusunda uyarsaydım banyo yaparken kayıp düşecek ve boynunu kıracaktı. | Open Subtitles | لو حذّرته من سيّارة الأجرة سيسقط في الحمّام و يكسر عنقه |
| Bir sonraki gökten düşecek. Ve sonra bin akrep... | Open Subtitles | التالي سيسقط من السماء, وبعد ذلك سيأتي ألف عقرب |
| Adam kaya değil ya. İlla ki düşecek. | Open Subtitles | إنه لم يخلق من حجارة . إنه في النهاية سيسقط |
| - Peki. - Maymununuz şimdi düşecek! Çabuk! | Open Subtitles | قردك سيسقط بسرعة هيا أسرع ياتيد أسرع هو يطير بعيداً |
| Bir küçük kız kuyudan düşecek olsa, bütün Amerika nefesini tutuyor. | Open Subtitles | الأميركييون يحبسون أنفاسهم في كل مرة تسقط فيها |
| Nefes alsan bile düşecek gibi. Sonra yer cam parçalarıyla dolacak. Nefes alsan bile düşecek gibi. | Open Subtitles | مع أقل نسمة هواء تسقط الكأس، ويكون لديك زجاجاً مكسوراً بالسجادة |
| Düğmeniz neredeyse düştü düşecek. Sizin için dikeyim. | Open Subtitles | زر ردائك على وشك أن يسقط سأعيد خياطته من أجلك |
| Sıcaklık iki üç santigrat derece düşecek. | TED | ستنخفض درجات الحرارة درجتان او ثلاثة درجات مئوية |
| Uzun boylu kumral bir kurbanın daha peşine düşecek ve daha kötü işkence edecek. | Open Subtitles | سيسعى خلف سمراء طويلة أخرى و التعذيب سيكون أسوأ |
| Yazık, iyi biri, ama daha ilk tuzağa düşecek. | Open Subtitles | مع الأسف يبدو شخصاً لطيفاً لكنه سيقع في أول فخ ينصب له |
| Yarın, Kelsey dört ayağının üstüne düşecek ya da birisi çesmenin orada kusacak ve herkes bunu unutacak. | Open Subtitles | غدا ستقع كيلسي على مؤخرتها في مكان ما أو أحدهم سيتقيأ على النافورة وكلهم سينسوا هذا |
| Bugün bir tanesini satmadık diye evlerin değeri düşecek değil ya. | Open Subtitles | حسناً، قيمة هذه المنازل لن تهبط إن لم نبع شيئاً اليوم |
| Kan şekeri düşecek, enerji yetmezliği ve kas zafiyeti görülecek. | Open Subtitles | سينخفض السكر في دمه، و تنخفض الطاقة الموجودة في العضلات |
| Annemin günlüğünde, onun isteklerine ters düşecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ فى دفتر يوميات والدتي يمكنه إسقاط الوصية |
| Çok yakında herkes sinek gibi düşecek, sadece siz iki ahmak ve ben kalacağım. | Open Subtitles | قريبا, الناس سيسقطون مثل الذباب, و لن يبقى سوى انتم ايها الاحمقين. |
| Devam ederse, piyasalar açıldığında, hisselerimiz hemen düşecek. | Open Subtitles | لو أستمر هذا ستهبط اسهمنا عندما يفتح السوق |
| Kan basıncı düşecek. Organ sistemleri çökecek. | Open Subtitles | قلبه سيبطئ , ضغط دمه سينزل , نظامة الحيوي سيفشل |