| Ancak o an, tüm insanlık için iyi şeyler isteyip hisseden bir kalple tüm düşmanlarımı affedebildim. | TED | لكن الآن رغبت في رفاهية كل بني الإنسان واستطعت بقلب حساس، أن أغفر لأسوأ أعدائي. |
| düşmanlarımı ise akıllarına göre. | Open Subtitles | إنني لا أعطي عناية فائقة في إختيار أعدائي |
| Herkesi silmek zorunda değilim, Tom. Sadece düşmanlarımı, hepsi bu. | Open Subtitles | لم أفكر أنه يجب على تصفيه الجميع أعدائي فقط يا توم |
| düşmanlarımı kılıçlarıyle ölçerim, zincirlerine göre değil Başrahip. | Open Subtitles | أنا أميز أعدائى من سيوفهم ليس من قيودهم أيها الكاهن الأعظم |
| Ben dostlarımı itinayla seçerim ama düşmanlarımı seçerken daha da itina gösteririm. | Open Subtitles | أختار حلفائي بعناية، وأعدائي بعناية مماثلة. |
| Bana, yılanların üzerinde yürüme gücü ve düşmanlarımı alt etme yeteneği verdi. | Open Subtitles | انه يعطيني الشجاعه كي امشي فوق الثعابين, و اهزم كل اعدائي. |
| Fotoğrafını çekin... düşmanlarımı belgelemek isterim. | Open Subtitles | أحضروا المصوّر أريد أن يوضع أعدائي بالسجلات |
| Görünmez düşmanlarımı alt etmek için bütün beyin hücrelerime ihtiyacım var. | Open Subtitles | يجب أن تكون كل خلية من خلايا مخي متقدة للتفوق على أعدائي غير المرئيين |
| düşmanlarımı öldürmeyi, altınlarını almayı ve kadınlarının tadına bakmayı severim. | Open Subtitles | أحب قتل أعدائي أخذ ذهبهم و استمتع بنسائهم |
| düşmanlarımı nasıl bir kötü kaderin beklediğini düşün, zaferim için kendi adamlarımı bile öldürürken. | Open Subtitles | تخيل ما هو المصير المروع الذي ينتظر أعدائي عندما سأقتل بكل سرور أي واحد مِن رجالِي لأجل الانتصار. |
| Eğer başka bir yol varsa, düşmanlarımı öğrenmek için, onların güçsüz yönlerini bulabilirim, böylece onları yenebilirim. | Open Subtitles | طالما أن هناك طريقة أخرى لمعرفة أعدائي الكشفعننقاطضعفهم, حتى يمكنني هزمهم |
| Tuhaf bir tesadüfle hayırsever velinimetim hanımefendi, düşmanlarımı bu sahillere getirdi. | Open Subtitles | بمصادفة من أغرب المصادفات القدر الجواد أحضر اليوم يا عزيزتي أعدائي إلى هذا الشاطئ |
| Ben düşmanlarımı yoruluncaya kadar kovalarım sonra da öldürürüm. | Open Subtitles | جعلتُ أعدائي يهربون مني حتى أصبحوا لايمكنهم الوقوف ثم أطلقتُ عليهم |
| düşmanlarımı tuzla buz edecek... tanklarım var. | Open Subtitles | فأنا أملك الدبابات لتقطيع أعدائي الى أشلاء |
| Bakıcı olarak ilk işim, tüm düşmanlarımı kovmak olacak. | Open Subtitles | أوّل فعل لي كوصيّ وحيد سيكون طرد كلّ أعدائي. |
| Kapıma gelmeler, bana saygısızlık yapmalar düşmanlarımı kazıp çıkarmalar. | Open Subtitles | يأتون الى منزلي ويقللون من احترامي نبش أعدائي |
| düşmanlarımı kılıçlarıyla ölçerim zincirlerine göre değil, başrahip. | Open Subtitles | أنا أميز أعدائى من سيوفهم ليس من قيودهم أيها الكاهن الأعظم |
| Herkesi silmek zorunda değilim, Tom. Sadece düşmanlarımı, hepsi bu. | Open Subtitles | لم أفكر أنة يجب على تصفية الجميع أعدائى فقط يا توم |
| düşmanlarımı elime teslim eden Tanrı mübarek olsun. | Open Subtitles | تباركت ربى الأعلى الذى سلم أعدائى فى يدى |
| "Arkadaşlarımı görünüşleri için, düşmanlarımı akılları için seçerim." | Open Subtitles | "أختار أصدقائي لمظهرهم، وأعدائي لذكـائهم" |
| düşmanlarımı biraz balık ve tatlıyla besleyerek yakınımda tutmayı tercih edip işime bakarım. | Open Subtitles | احبُ أن ابقي اعدائي على مقربةٍ مني واطعمهم بعض السمك واقوم بعملي |
| Arkadaşlarımı özlüyorum. düşmanlarımı özlüyorum. | Open Subtitles | أفتقد أصدقائي , وأفتقد لأعدائي |
| Koltuk altlarında düşmanlarımı ezmene gerek yok. | Open Subtitles | لست بحاجة إليك لتلكم خصومي بقبضتك |
| Ben de sizi benim düşmanlarımı yeneceğiniz ya da denerken öleceğiniz bir durumun içine soktum. | Open Subtitles | لقد وضعتكم فى موقف انتم مخيرون فيه بين القضاء على اعدائى او الموت وانتم تحاولون فى سبيل ذلك |