| Ederim çünkü bu benim evim, benim şarabım, benim dükkanım. | Open Subtitles | أنا أقبل المال لأن هذا منزلي، نبيذي، متجري |
| Senin ile buradayken... dükkanım elden gidiyor. | Open Subtitles | بينما أستمتع برفقتك هنا، يسقط متجري إلى الهاوية. |
| Onlara her zaman bir baba ,bir dükkanım olduğunu söylerim.İyi bir insan olduğumu. | Open Subtitles | استطيع دوماً ان اخبرهم بأنني أب ، بأنه كان لدي متجري الخاص , بأنني شخص جيّد |
| Benim kendi resmim, kendi dükkanım olacak. | Open Subtitles | انا املك حكمي الخاصة ، انا املك محلي الخاص |
| Mektubuma göre nalbandım, demek bir yerlerde bir dükkanım falan var. | Open Subtitles | استنادا لرسالتي , فأنا حداد, لذا فمن المحتمل أن لي ورشة في مكان ما. |
| Adım Melinda Gordon Evliyim ve küçük bir kasabada yaşıyorum. Kendime ait bir antika dükkanım var. | Open Subtitles | أنا متزوجة، و أقطن في بلدةٍ صغيرة و أدير متجراً للأثريات |
| Benimde bir dükkanım olsun isterdim. | Open Subtitles | ربّما إذا ادخرت مالا يمكن أن امتلك دكان حلاقة يوما ما |
| ..ve benim tabut dükkanım bir köşeye sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | بينما ضاق دكاني في زواية صغيرة |
| Benim dükkanım New Rochelle'in merkezinde, tüm New York'tan önemli müşteriler gelir | Open Subtitles | إن متجرى هو علامة من علامات نيو روتشيل ولدى زبائن فى كل أنحاء نيويورك |
| dükkanım karşılığında, biraz para verip... beni şehir dışına sen yollarsın diye umuyordum. | Open Subtitles | وكنتُ آمُلُ بمنح متجري لك مقابل إعطائي مالا وإخراجي من المدينة عند أحد معارفك |
| Çizgi roman dükkanım buna benzer eski bir banka binasında. | Open Subtitles | متجري للكتب الفكاهيّة في مبنى بنكِ قديمٍ كهذا. |
| Bütün bunların anlamı benim dükkanım yerle bir oldu nedeni ise Tanrının yarattığı deprem. | Open Subtitles | كل هذه الأمور تعني الشيء نفسه ..بأن متجري سقط بسبب الزلزال الذي هو من عند الإله |
| dükkanım, ödeme yaptığım tüm tarım işletmelerinden daha güvenlidir. | Open Subtitles | متجري أكثر أماناً من أي أنظمة يدفع لها شؤن الزراعة |
| Oraya gidip içebiliriz. Orası benim dükkanım. | Open Subtitles | بإمكاننا أن نذهب لنشرب الكحول هنالك متجري |
| dükkanım küçük olabilir ama her şey var. | Open Subtitles | قد يكونُ متجري صغيرًا، ولكنهُ يحتوي على كلّ شيء. |
| Evet, var. Bak, burası benim dükkanım ve derhal dışarı çıkmanı istiyorum. | Open Subtitles | نعم أمانع، هذا متجري وأريدك خارجه الاّن |
| Evet, var. Bak, burası benim dükkanım ve derhal dışarı çıkmanı istiyorum. | Open Subtitles | نعم أمانع، هذا متجري وأريدك خارجه الاّن |
| dükkanım ve salonum sizin emrinizde, canım. | Open Subtitles | محلي وصالوني ملككم ياعزيزتي اوه |
| Rüyamda antik bir bisikletçi dükkanım olduğunu gördüm. | Open Subtitles | حلمتُ بإمتلاك ورشة لإصلاح الدراجات العتيقة |
| Evcil hayvan dükkanım var. | Open Subtitles | حسناً , أنا أمتلك متجراً للحيوانات الأليفة |
| 2 yıl önceye kadar New York İkinci Cadde'de dükkanım vardı. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي دكان قبل سنتان في نيويورك على الدربِ الثانيِ. |
| Ben Calvin. Burası benim dükkanım. Sizin için ne yapabiliriz? | Open Subtitles | أنا (كالفين) وهذا دكاني كيف نخدمك؟ |
| Benim dükkanım. | Open Subtitles | -لا, متجرى |
| Kendi çay dükkânım olmayacaksa, başka da bir şey fark etmiyor zaten. | Open Subtitles | لو لم أستطع الحصول على مطعمى الخاص فلا يهم اى شيئاً اخر |
| Ne olursa olsun...sadece dükkanım...! | Open Subtitles | مهما يكن , دعو مخزني |
| Sonrasında çiçekçi dükkanım olduğunu öğreniyorlar, ...ve artık onlara ne götürürsem götüreyim bir türlü etkileyemiyorum. | Open Subtitles | و تعلم ، إنهم يعلمون أني أملك متجر أزهار أي شيءٍ أجلبه لهم ، إنه فقط ليس بشيء مؤثرٍ بما يكفي |