| Kıyıya gelen bu el yazmasının kaynağı dünya dışından. | Open Subtitles | هذه الحرفة التي تصل إلى اليابسة، اصوله من الفضاء الخارجي. |
| Benim favori hikâyem dünya dışından gelen uzaylılar hakkında. | Open Subtitles | قصتي المفضلة عن الغرباء من الفضاء الخارجي |
| dünya dışından bir yaratığı becermek üzere olduğunu söyle. | Open Subtitles | مع مخلوق من الفضاء الخارجي تزاوج؟ |
| Daha önce dünya dışından gelen bir canlı görmemiş olduklarını düşünmek yerinde olur. | Open Subtitles | إنها مُحصِّلة مُحددة سالفًا، أنه لا أحد من أولئك القوم رأى كائنات من خارج الأرض مسبقًا. |
| O şey her neyse dünya dışından gelen bir şey değil. | Open Subtitles | كل ما هو ، فإنه ليس من خارج الأرض. |
| NOB Dünya'yı dünya dışından gelen canlılar ve/veya istilalara karşı koruyor. | Open Subtitles | حراس الـ(دي.إي.أو) يحمون الأرض من حضور شيء خارج الأرض أو... غزو. |
| Virüs dünya dışından gelmiş olabilir. | Open Subtitles | الفيروس قد يكون من الفضاء الخارجي |
| O bana dünya dışından gelen bağlantı için bir araç. | Open Subtitles | هو مركبة لـ الإتصال من الفضاء الخارجي |
| Geri kalan suyun dünya dışından geldiği tahmin ediliyor. | Open Subtitles | جاء ما تبقى من الفضاء الخارجي |