| Beden doğal olarak dürtülerini takip eder ki bence bu yüzden onları kontrol etmemiz bu kadar zordur. | Open Subtitles | , الجسد يتبع دوافعه طبيعياً و هذا ما أظنه جزء مما يجعل الأمر صعب علينا للتحكم بها |
| Rader uyum memuru olarak öldürme dürtülerini bastırabilmişti. | Open Subtitles | رادر كان قادراً على تهدئة دوافعه للقتل عن طريق كونه وكيلاً للأمتثال |
| dürtülerini baskı altında tutmaktansa başka bir şeye yönlendirmekle doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | أصبتُ في توجيه رغباتكَ الملحّة عوض محاولة كبتِها |
| İlkel dürtülerini onu döverek tatmin edebilirsin veya... | Open Subtitles | يمكنك أن تشرك غريزتك الحيوانية معه |
| Ve bunun da en iyi yolu onun vahşi dürtülerini uyandırmak. | Open Subtitles | وأفضلطريقةللوصولإليه... هي إيقاظ غرائزه الشريرة ... |
| Divan'ın emriyle, insanın en karanlık dürtülerini çıkaran bir virüsü silah haline getirdim. | Open Subtitles | تحت ضغط المحكمة قمت بتحويل فيروس إلى سلاح الذي يخرج أسوأ رغبات الإنسان |
| Kalabalık kanatlarını açmalarını engelliyor, ve bu tavuklar en basit doğal dürtülerini bile gerçekleştiremiyor. | Open Subtitles | الزحام يمنعهم من نشر أجنحتها، والدجاج لا يمكنه تلبية حتى أقل الغرائز الطبيعية. |
| Belki şüpheli de dürtülerini bastırmak için devlet memuru ya da icracı gibi sorumluluk isteyen bir işe girmiştir. | Open Subtitles | ربما المشتبه به يسالم دوافعه من خلال العمل على وظيفة مع مسؤوليات صارمة مثل موظف حكومي أو منفذ تعليمات برمجية |
| Bence Açık Fikirler suçluluk hissini azalttı ve kadınların yoğun ilgisi de dürtülerini geçerli kıldı. | Open Subtitles | أعتقد أن الشعور بالذنب الذي يشعر به "تم تخفيفه من قراءته "تأملات عارية والنساء المهتمات به بشدة إنه يبرر دوافعه |
| Asla olmadım ve onun cani dürtülerini de taşımıyorum. | Open Subtitles | -لمْ أكن كذلك قط، ولا أشاركه دوافعه في القتل . |
| Dexter, dürtülerini başka bir şeye yönlendirebiliyorsan neden kontrol edemeyesin? | Open Subtitles | ( دكستر)، إن أمكنكَ توجيه رغباتكَ الملحّة... فلمَ لا يمكنكَ التحكّم فيها؟ |
| Ve ilkel dürtülerini benimle tatmin edersin. | Open Subtitles | وتقوم بإشراك غريزتك الحيوانية معي |
| Hayvani dürtülerini bana karşı kontrol ettiğin için. | Open Subtitles | قيامك بصد غريزتك الحيوانية |
| dürtülerini dizginleme becerisine sahip değil. | Open Subtitles | يفتقر إلى القدرة على كبت غرائزه |
| Bütün dürtülerini bastırmaya karar verdi. | Open Subtitles | فعل ما بوسعه لقمع غرائزه. |
| Umalım da, kalan bütün Wraith dürtülerini yok etmeye etkili olsun. | Open Subtitles | نأمل أن تزيل بفعالية أيّ رغبات رايثية متبقية |
| Doktor Beckett hâlâ hissettiğin bütün Wraith dürtülerini arttırılmış dozla bastıracağına inanıyor. | Open Subtitles | (يعتقد الدكتور (بيكيت ...أنّ الجرعة الزائدة ستكبت أيّ رغبات (رايث) قد تشعر بها |
| Şimdilik dürtülerini böyle kontrol edecek ve yönlendireceğiz. | Open Subtitles | للوقت الراهن، سيتحكّم هذا الصيد في الغرائز التي تشعر بها |
| Para insanların en karanlık dürtülerini ortaya çıkardığı gibi savaş da sadakât ve bağlılıklarını ortaya çıkarır. | Open Subtitles | كما تفعل هذه العملة النقدية بتكبير الغرائز المظلمة للناس إذاً الحرب تقوم |