| Hayır, hem Audrey ile aramı düzelteceğim hem de saha kenarından maç seyredeceğim. | Open Subtitles | سأصلح الامور مع اودرى و سأحصل على اماكن بجانب الملعب مكسب فى الحالتين |
| Kızgınsın. Kızgın olmak hakkın ama bunu düzelteceğim. - Ben-- | Open Subtitles | إنّكَ غاضب ولكَ مطلق الحقّ في ذلك، ولكنّي سأصلح الأمر |
| Bunu düzelteceğim. Bütün sorunlarımdan kurtulmak için alem yapmaya gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، سأصلح ذلك سأذهب لأسرف بالشرب حتّى الموت |
| Medeni insanlar kurallara uyar. Ben sadece bir hatayı düzelteceğim. | Open Subtitles | يتعيّن على المتحضّرين اتّباع القواعد، وإنّي سأصحح نِصاب الأمور فحسب. |
| Keith ile beraber çalışmak zorundayız. Bunu nasıl düzelteceğim? | Open Subtitles | كيث وأنا علينا أنا نعمل معا كيف من المفترض أن أصلح ذلك؟ |
| Tek söyleyeceğim şey bunların hepsini düzelteceğim. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله هو، أنا ستعمل إصلاح الأشياء. |
| Ama hayatta yapacağım son şey olsa bile bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | لكنني سأصلح هذا لو كان آخر شيء أفعله أبداً |
| - 9. Bunun olacağını düşünemedim, ama düzelteceğim. | Open Subtitles | لم أتوقع حدوث هذا أبدا , لكنني سأصلح الأمر |
| Endişelenme Marcus. Her şeyi düzelteceğim. | Open Subtitles | لاتقلق، ماركوس، أنا سأصلح الأمور في الخارج. |
| Bu durumu düzelteceğim ama bir şeyi netleştirelim. | Open Subtitles | سأصلح الأمر، ولكن دعني أكون واضح حول أمر ما |
| Belki modası geçmiş olabilir, ama bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | ربما إنه موضة قديمة ولكنى سأصلح ذلك |
| İzninle tatlım, durumu düzelteceğim. | Open Subtitles | ، أرجو المعذرة ، عزيزتي سأصلح الخطأ |
| O çocuk, zamanla düzelteceğim bir hata yaptı. | Open Subtitles | الفتى أخطأ وأنا سأصحح هذا الخطأ في الوقت المناسب |
| Nerede sorun çıktığını bilmiyorum ama bunu düzelteceğim, söz veriyorum. | Open Subtitles | أنا آسفـــــــة حسنا أنا لا أعرف ماهو الخطأ ولكنـــي سأصحح الأمـــر أعدك |
| Biraz zaman lazım. Bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى مزيد من الوقت سوق أصلح هذا |
| Hayatımızı düzelteceğim tamam mı? | Open Subtitles | أنا سأعمل علي إصلاح حياتنا ، حسنا؟ |
| Ayrıca ben terapiste gitmeye devam edeceğim ve tek başıma bile yapmam gerekse evliliğimizi düzelteceğim. | Open Subtitles | وانا سوف اواصل الذهاب اليها وسوف اصلح زواجنا حتى ول تطلب الامر مني ان افعله لوحدي |
| O hatayı düzelteceğim. | Open Subtitles | وسوف أقوم بتصحيح ذلك الخطأ الآن. |
| Ve eğer Cliff Howard bir hatayla hapisteyse, bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | وما إذا كان كليف هوارد في السجن بالخطأ .فسأقوم بإصلاح ذلك |
| Buradaki tendonu düzelteceğim. Sen de dikeceksin. | Open Subtitles | لذلك ، سأعالج هذا الوتر الذي هُنا و سأقوم بتخييطه بعد ذلك مُباشرةً |
| Üzerinde çalışmak gerekiyorsa, düzelteceğim. | Open Subtitles | وإذا كان يحتاج العمل، سوف أصلحه. |
| Sen kahvaltını bitirmeden ben bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | اسمع, سأقوم بإصلاحها هذا قبل أن تنتهي من كأس شاي الصباح |
| Büyüm tükendi ama sınırı geçer geçmez bunu düzelteceğim bebeğim, söz veriyorum. | Open Subtitles | سحري منهك ولكن قريبا عندما نتجاوز الحد ساصلح ذلك ياصغيري اعدك |
| Varır varmaz bu işi düzelteceğim. | Open Subtitles | وسوف أصحح هذا الاجحاف بمجرد وصولي لمقر الاجتماع. |
| Evlat, bu benim hatam. Ama düzelteceğim. | Open Subtitles | بني، هذا خطأي، لكني سأصححه. |
| Tamam bir hata var ama düzelteceğim, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا، من الواضح أن خطأ كبير قد حدث ولكني سأصلحه |
| Bir oğlun babasını öyle görmemesi gerekir. Bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | ليست هذه الحالة التي يفترض أن يرى بها الابن والده سأقوم باصلاح الأمر |