| - düzeltmem gereken çok şey var ama zamanım yok. | Open Subtitles | أريُد إصلاح كُل شيء، و ليس لديّ متسع من الوقت. |
| Son seferden kalma hasarı düzeltmem kolay olmadı. Bunu tekrardan yapabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لم يكن سهلا إصلاح الضرر في آخر مرة لستُ واثقة أنّ بإمكاني فعلها مجددا |
| Sen kendinden geçmiştin ve benim de bunu düzeltmem gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد خرج الأمر عن سيطرتك وكان علي تصحيح الأمور |
| Telefon tutanaklarını çıkar. düzeltmem gereken yerler var. | Open Subtitles | تمسك في هذه اللحظات يجب أن أصحح هذه السجلات |
| Seçmelerimle ilgili durumu düzeltmem lazım. | Open Subtitles | يجب ان اصلح الموقف المتعلق بتجربة الآداء الخاصة بي |
| Eğer sihirli bir ahırla birlikte sorunları düzeltmem gerekiyorsa o zaman-- | Open Subtitles | . اذا كان يجب علي اصلاح الإضطرابات ... بالدخول الي , حظيرةٍ سحرية , ثم |
| İnsanlar dışlarını düzeltmem için bana gelmiyorlar. | Open Subtitles | الناس لا يأتون لي لاصلاح ما بخارجهم |
| Birkaç yeri düzeltmem gerekecek. Bir sonraki versiyonu bu kadar patlayıcı olmayacak. | Open Subtitles | عليّ إصلاح قليل من التوصيلات فحسب، النسخة التالية ستكون أقل انفجارية |
| Yaklaşmak zorundayım. Başladığım şeyi düzeltmem gerekiyor. | Open Subtitles | يتحتم أن ألتقيهما، عليّ إصلاح ما بدأتُه. |
| İşte o anda Axl'la işleri düzeltmem gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | حينئذٍ عرفت أنه يجب عليّ إصلاح الأمور مع أكسل |
| Bunu düzeltmem gerek. | Open Subtitles | لا أدري ما أعمل عليّ إصلاح هذا |
| Durumu düzeltmem için biraz zaman ver. | Open Subtitles | أعطيني بعض الوقت لأحاول إصلاح الأمور |
| Gözcü'nün dengeyi tekrardan sağlamaya çalıştığını ve benim de ona sebep olduğum hasarı düzeltmem için yardım etmemi istediğini biliyorum, ama bunu yapamam. | Open Subtitles | أعرف أنّ (المراقب) يحاول استعادة التوازن ويريد منّي مساعدته مساعدته على إصلاح الأضرار التي سببتها |
| Bunu düzeltmem lazım. Her şeye en baştan başlamam gerekecek galiba. | Open Subtitles | عليّ تصحيح خطئي، أحزر أنّي سأعيد الكرّة قاطبةً. |
| Bunu düzeltmem lazım. | Open Subtitles | علي تصحيح الأمر |
| Lima... her şeyi tekrar düzeltmem gereken yer. | Open Subtitles | وليما هي المكان الذي يجب أن أصحح الأمور مرة أخرى |
| Rotayı değiştirip işleri düzeltmem gerektiğini söylemiştin. | Open Subtitles | -نصيحتي ؟ قلت لي أن أسلك طريق أعوج لكي أصحح الأشياء. |
| Durumu düzeltmem söylendi. Aşırı doz gibi göstermem. | Open Subtitles | قـيل لي بـأن اصلح هـذا الأمر وأجـعله يبدو كـأنها جـرعـة زائـدة |
| Evet, bunu düzeltmem gerek. | Open Subtitles | اجل, اريد ان اصلح ذلك |
| Balıkları düzeltmem gerekiyordu. | Open Subtitles | كان علي اصلاح السمكه |
| Bu karmaşıklığı düzeltmem için inancımı ateşleyen sensin. | Open Subtitles | ثقتى بك هى ما تدفعنى لاصلاح تلك الفوضى |
| Kader beni farklı yerlere farklı zamanlara gönderdi. Ölmeden önce bazı yanlışları düzeltmem için. | Open Subtitles | لقد ارسلني القدر إلي أماكن مختلفة وأوقات مختلفة لأصحح اخطائيّ قبل موتي |
| Delirmenin eşiğindeyim, ama ailem davranışlarımı düzeltmem gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | لقد أوشكت أفقد عقلي ووالداي يعتقدان أنني في حاجة إلى تقويم للأهداف |
| Lois için bazı işleri düzeltmem ve şu maymunu sırtımdan almam gerek. | Open Subtitles | سوف اصحح الأمور للويس و ارفع هذا القرد عن ظهري |