| Ne şimdi ne de daha sonra, o kapıdan dışarı çıkamam. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج من ذلك الباب، ليس الآن، و للأبد |
| Bu halde dışarı çıkamam. Beni burada istemiyor. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج هكذا إنها لا تريدني هنا حتى |
| Ya da masa başında, ama seninle beraber tekrar dışarı çıkamam. | Open Subtitles | أتعلم، خلف مكتب ولكن لا يمكنني الخروج معك مجددًا |
| Sığırcık"'dışarı çıkamam, dışarı çıkamam! | Open Subtitles | قال الزرزور: لا أستطيع الخروج من هذا القفص |
| dışarı çıkamam, beni yüzümü gösterdiğim anda öldürürler. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من هنا سيقتلوني في لحظة ما يرون وجهي |
| Artık dışarı çıkamam. | Open Subtitles | لا استطيع الخروج هناك بعد الان |
| dışarı çıkamam! Carter'ı soydum ben be! | Open Subtitles | لا استطيع الخروج (انا للتو سرقت (كارتر |
| Vay be, teşekkürler, ama şimdi dışarı çıkamam. | Open Subtitles | شكراً, لكن لا يمكنني الخروج الآن |
| - Bu şekilde dışarı çıkamam. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج هكذا يا عزيزي |
| Asla dışarı çıkamam. | Open Subtitles | لم يمكنني الخروج لهناك ابداً |
| dışarı çıkamam. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج |
| Bu gece dışarı çıkamam... | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج الليلة لأني |
| Sertleşmiş halde dışarı çıkamam. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج وذلك منتصب |
| dışarı çıkamam. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج |
| dışarı çıkamam, beni yüzümü gösterdiğim anda öldürürler. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من هنا سيقتلوني عندما يروا وجهي |
| Bir saat içinde güneş doğacak. Gün boyu dışarı çıkamam. | Open Subtitles | شروق الشمس خلال ساعة واحدة أنا لا أستطيع الخروج أثناء اليوم |
| İçeri giremezsin ben de dışarı çıkamam. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع الدخول وأنا لا أستطيع الخروج |
| Bununla şehirden dışarı çıkamam. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الخروج من المدينة بهذا. |