| Ona dair yolda hiç bir iz yoktu bizde dağıldık | Open Subtitles | لم يكن لها اى اثر على الطريق الرئيسى، لهذا تفرقنا |
| Bu yoldan geldik ve etrafa dağıldık. | Open Subtitles | جئنا نزولا على هذه الطريق ثم بعد دلك تفرقنا |
| Bir de diğer arkadaşlarım var ilk arkadaşımızı korumaya çalışıyorlardı sonra tünelde dağıldık ve telefon kulübesinde kitlendim. | Open Subtitles | و عندي أصدقاء آخرون كانوا ...يحاولون انقاذ الصديقة الاولى ولكننا تفرقنا و قد تم حجزي في كبينة هاتف |
| Yaratıcılık farklılıkları yüzünden dağıldık. | Open Subtitles | انفصلنا بسبب إبداعاتنا المختلفة |
| Sonra dağıldık, ...yıllar önce. | Open Subtitles | انفصلنا من سنين.. |
| Ertesi gün dağıldık. | Open Subtitles | انفصلنا اليوم التالي |
| - Peki sonra ne oldu? - Başka sınıflara dağıldık. | Open Subtitles | ما الذي حدث لماذا لم تكملوا معا لقد قسمونا الى فصول مختلفه |
| Sonra dağıldık. | Open Subtitles | بعد ذلك ، تفرّقنا |
| Feci halde dağıldık, komutanım. | Open Subtitles | تفرقنا فى كل إتجاه ، سيدى |
| Odasına girdik. Powell yoktu. Onu aramak için dağıldık. | Open Subtitles | دخلنا غرفته، و(باول) لم يكن هناك، لذا تفرقنا للبحث عنه. |
| Sonra aramak için dağıldık. | Open Subtitles | تفرقنا للبحث |
| dağıldık. | Open Subtitles | لقد انفصلنا عن بعضنا . |
| - Bilmiyorum, dağıldık. | Open Subtitles | - لا اعلم, لقد انفصلنا - |
| dağıldık. | Open Subtitles | انفصلنا |
| - Başka sınıflara dağıldık. | Open Subtitles | ؟ لقد قسمونا الى فصول مختلفه |
| Bilmiyorum, biz ayrı yerlere dağıldık. | Open Subtitles | لا أعلم، فقد تفرّقنا. |