| Şey, aslında tam da şu anda söylemek zorundayım ki, hiçbir şey. | Open Subtitles | حسناً، في هذه اللحظة بالذات أنا يجب ألا أقول شيء |
| Siz bir insansınız ve tam da şu anda hayattasınız çünkü onlar hayatta kalmayı başararak DNA'larını yaşamın tarihinin en tehlikeli zamanlarından geçirerek aktardılar. | Open Subtitles | أنت إنسان و حي في هذه اللحظة تحديداً لأنها نجحت في الصمود و نقل حمضها النووي خلال واحدة من أكثر الفترات غدراً |
| Biz konuşurken, tam da şu anda benim ilgili vergi bilgilerimi ona teslim ediyor ve sorunun onun uzmanlık olanı ilgili olduğuna dair bize güvence verdi. | Open Subtitles | معروفة بإسم خدمة الإيراد الداخلي... وبينما نتحدث في هذه اللحظة بعينها... هو يسلّم لها كل معلوماتي الضريبية المطلوبة... |
| Bay Poe tam da şu anda vesayet belgelerinizi tamamlıyor. | Open Subtitles | ينهي السيد "بو" أوراق تبنيكم في هذه اللحظة. |
| Hepsi savurup attığını. Tam da şu anda. | Open Subtitles | أنك تخليت عنه في هذه اللحظة |