| Gördün mü? Tekrar ringe çıkmak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | أترين ، ليس من السهل أن تعود العلاقات لما كانت عليها |
| Ama oyun yazarı olarak hayat kazanmak da kolay değil tabii. Zengin bir bankerin desteği olmadan yaşayamazdınız. | Open Subtitles | ليس من السهل كسب العيش ككاتب مسرحى بدون مساعدة مالية بنكية. |
| Her gün dinleyici yorumu uydurmak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل اختلاق تعليقات للمستمعين كل يوم |
| Bu şeyi, kullanmak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | هذا الشييء ليس سهل القيادة، أنت تعرف هذا. |
| Tamam. O kadar da kolay değil. Telefonunda şifreli koruma var. | Open Subtitles | حسناً ليس سهل جداً تحمي هاتفها برقم سري |
| Açıklaması çok da kolay değil. | Open Subtitles | ليس الأمر بهذه السهولة |
| Yani, biliyorum bunun için özür diledi ama affetmek o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | اعني .. اعلم انه اعتذر عن فعلته ولكن فقط .. انه ليس بسيط ان اسامحه |
| Bunu düşündüğünüzde, reddetmek o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | عندما تفكر في ذلك، هذا ليس من السهل تناسيه |
| Onlar da 89'da kazandılar! İki sene üst üste kazanmak o kadar da kolay değil! | Open Subtitles | 'هيه , الـ"إيز" فازوا في 89 و ليس من السهل الفوز في كل عام |
| Kyle ve Jessi'nin aynı çatı altında olduğunu bilmek çok da kolay değil. | Open Subtitles | (و ليس من السهل أن أرى (كايل و (جيسي) يعيشان تحت نفس السقف |
| Bu kez o kadar da kolay değil, değil mi? | Open Subtitles | ليس من السهل حتى هذا الوقت ، أليس كذلك؟ |
| CRISPR'la bile tamamen yıkıcı bir özellik geliştirmek çok da kolay değil. | TED | أيضاً، حتى باستخدام (كريسبر)، ليس من السهل هندسة سمة مدمرة حقاً. |
| Açıklaması o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل وصفها. |
| Kahraman olmak o kadar da kolay değil, değil mi? | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكون بطلًا |
| Sandrine hakkında, düşündümde eli silahlı üç adamı indirmek çok da kolay değil. | Open Subtitles | بخصوص (ساندرين)، ليس من السهل عليها أنا تقتل ثلاثة رجال مسلحين |
| Sadece Sarah Walker ile ayrılmak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | .... أنه (ليس من السهل الإنفضال عن (سارة |
| Carter, hedefin kızıyla çıkmak, eğlenceli ya da kolay değil. | Open Subtitles | (كارتر)، مواعدة إبنت الهدف ليس سهل أو مرح. أرجوك. |
| O kadar da kolay değil o. | Open Subtitles | ليس الأمر بهذه السهولة |
| Yani, biliyorum bunun için özür diledi ama affetmek o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | اعلم انه اعتذر عن فعلته ولكن فقط .. انه ليس بسيط ان اسامحه |