| "Bekâr kadınların 40 yaşından sonra da mutlu olabileceğini ispatlıyor." | Open Subtitles | يبرهن أن العزّاب يمكن أن ينالوا نهايه سعيدة في عمر الأربعين |
| O zamanlar, Roma'da mutlu bir yaşam süremezdin. | Open Subtitles | في مثل تلك الأوقات، لا تستطيع أن تحيا حياة سعيدة في روما |
| Devamın da mutlu sona ulaşabilecek mi? | Open Subtitles | هل ستحصل على نهاية سعيدة في الجزء التالي؟ |
| Yüzünün halini gördün mü? Ne kadar da mutlu gözüküyordu? | Open Subtitles | و النظرة على وجهه, هل رأيت كم كان سعيدا ؟ |
| İki uzun yıldan sonra, Beaumont seni tekrar gördüğünde, daha da mutlu olmuş olmalı! | Open Subtitles | بومون لابد انه كان سعيدا برؤيتك مرة اخرى بعد سنتين طويلتين |
| Böbreğe ihtiyacı olan insan iyileşiyor. Yani o da mutlu. | Open Subtitles | الشخص الذي يحتاج إلى الكلية يتعالج فيكون سعيداً. |
| Dünyanın sürüyle elektrikçiye ihtiyacı var, çoğu da mutlu insanlar. | Open Subtitles | العالم بحاجة لكثير من الكهربائيين والكثير منهم يشعر بالسعداء. |
| Hâlâ Hoddicker'da mutlu olduğunu bilmek güzel. | Open Subtitles | إنه من الرائع انكِ مازلت سعيدة في هوديكر |
| New York'da mutlu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك سعيدة في (نيويورك) و أعلم أن زوجك غنيّ |
| Ben her iki durumda da mutlu olurum. | Open Subtitles | أنا سعيدة في كلتا الحالتين . |
| Bombay'da mutlu muydun? | Open Subtitles | هل كنتِ سعيدة في (بومباي)؟ |
| Senden haber almak onu da mutlu etti. | Open Subtitles | لقد كان سعيدا ليسمع منك |
| Yani o da mutlu. | Open Subtitles | يتمكن من البقاء في هذا البلد الجميل فيكون سعيداً. |
| Dünyanin sürüyle elektrikçiye ihtiyaci var, çogu da mutlu insanlar. | Open Subtitles | العالم بحاجة لكثير من الكهربائيين والكثير منهم يشعر بالسعداء. |
| Dünyanın sürüyle elektrikçiye ihtiyacı var, çoğu da mutlu insanlar. | Open Subtitles | العالم بحاجة لكثير من الكهربائيين .والكثير منهم يشعر بالسعداء |