"da orada olacak" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيكون هناك
        
    • ستكون هناك
        
    • سوف تكون هناك
        
    • سَيَكُونُ هناك
        
    • سَيصْبَحُ هناك
        
    Kraliyet balosu. O da orada olacak, kraliyet gömleğini giymiş... ve kraliyet botlarını da, ki Rick onları boyamak için iki saat uğraştı. Open Subtitles الحفلة الملكية الراقصة الأمير سيكون هناك فى لباسه الملكى
    Çünkü herkes o gösteride olacak. - Dylan da orada olacak. Open Subtitles لأن كلّ شخص سيكون في عرض، ديلان سيكون هناك.
    Baban da orada olacak. Geleceğin için savaşacak. Open Subtitles ووالدكَ سيكون هناك مقاتلاً من أجل مستقبلكَ
    O nazik bayan Potter da orada olacak. Bana seni soruyordu. Open Subtitles و هذه السيدة اللطيفة مسز بوتر ستكون هناك , لقد سألتنى عنك
    Eski karım da orada olacak, ve onun orta yaşlı, zavallı arkadaşları da parti de olacak. Open Subtitles زوجتي السابقة ستكون هناك كلّ صديقاتها في لعبه كرة القدم الأمهات متوسطات العمر البائسات سيكونن هناك
    Evet, sen oraya geldiğinde o da orada olacak. Open Subtitles نعم, سوف تكون هناك عندما تجىء أنها ذاهبة معنا
    Glen Capri Motel'inde, ve öğlene kadar da orada olacak. Open Subtitles هو في الفندق غلين ... وهو سَيَكُونُ هناك حتى الظهرِ.
    Beyaz Saray da orada olacak. Open Subtitles حسنا، أنت تعرف، البيت الأبيض سيكون هناك أيضا
    Kardeşimi öldüren adam da orada olacak. Open Subtitles إن الرجل الذي قتل أخي سيكون هناك
    Orada olacak. 1:30'da orada olacak. Open Subtitles سيكون هناك الساعة الواحدة والنصف.
    Bu yıl Simon Elder da orada olacak. Open Subtitles سايمون ايلدر , سيكون هناك هذه السنة
    Hayır, dur, Eyalet Ulaştırma Bakanı da orada olacak. Open Subtitles لكن , انتظر وزير نقل الولاية سيكون هناك
    Tanrı haftaya da orada olacak. Open Subtitles الرّب سيكون هناك الأحد المُقبل -
    Aynı manzara yarın da orada olacak. Open Subtitles المنظر الطبيعي سيكون هناك غدا
    Yaklaşık bir saat sonra Panda Bay Otel'de enerji konferansı var. O da orada olacak. Doğrusu bu. Open Subtitles (هناك مؤتمر حول الطاقة في فندق (باند باي خلال ساعة ، سيكون هناك ، هذه الحقيقة
    Libya Çöl'ünde mücadele ediyoruz, ki muhtemelen bir başka ciddi savaş da orada olacak. Open Subtitles نحن نكافح بقوه فى الصحراء الليبيه حيث ربما معركه قويه ستكون هناك قريباً
    Acaba o güzel nişanlın da orada olacak mı? Open Subtitles دعني أسألك , خطيبتك الحلوة تلك هل ستكون هناك أيضاً؟ لأنه يجب أن أخبرك
    Ayrıca nişanlısı da orada olacak, o yüzden eğer sohbet tıkanırsa, onların düğününden bahsedebiliriz. Open Subtitles وخطيبته ستكون هناك لذا كما تعرف لو تاخرت المحادثه يمكننا التحدث عن زفافها
    Evet, sen oraya geldiğinde o da orada olacak. Bizimle geliyor. Open Subtitles نعم, سوف تكون هناك عندما تجىء أنها ذاهبة معنا
    - Buda da orada olacak mı? Hayır. Open Subtitles هَلْ البوذا سَيَكُونُ هناك أيضاً؟
    Biliyorum çok uzak ama Stephen da orada olacak. Open Subtitles أَعْرفُ بأنّه a لمدة طويلة طريق لذِهاب، لكن ستيفن سَيصْبَحُ هناك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more