Bugün sahile gitsen ve kumsala insen orada yine dadıları görebilirsin. | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى الشاطئ و ذهبت إلى الرمال سترى المربيات هناك |
Anne dadıları değil, kocasını gözetliyormuş. | Open Subtitles | الأم لم تكن تتجسس على المربيات كانت تتجسس على الزوج |
Diğer iki aile de ifadelerinde dadıları için aynı şeyi söylemişler. | Open Subtitles | في إفاداتهم إثنتين من العوائل قالوا نفس الشيء عن المربيات |
Peki evde dadıları olmayan çocuklarla kim kalacak? Tabii ki ben. | Open Subtitles | لكن ما يفعل الأطفال بدون مربية أطفال في البيت؟ |
Sarah Davidson şimdiye kadarki en iyi dadıları olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (سارة ديفيدسن) تقول بأنها أفضل مربية أطفال مرت على عائلتها |
Şimdi, dadıları çağırmak istiyorum. | Open Subtitles | الآن ما أحب أن أفعله هم جلب مربيات الأطفال |
Hayır, dadıları da sevmedin ve kariyerimi de önemsemedin. | Open Subtitles | كلا،أنتِ لم تحبي أي من مربيات الاطفال. و أيضاً أنتِ متيقنه بأنني لم أدعم وظيفتي. |
Hayır! Sevmediğim dadıları işe almaya mecbur bırakıyorsun! | Open Subtitles | كلا , أنت ترغمني على تعيين تلك المربيات اللاتي لم يعجبني |
dadıları dolaplara kilitlemek ve duvarların arkasından sesler işitmek mi ıstırap sürecinin parçası? | Open Subtitles | ¿أرفق المربيات في خزانات والأصوات السمع ,؟ وراء الجدران الخاصة بك, هو جزء من عملية الحزن؟ |
- Bu böyle gitmez çünkü senin gibi dadıları çiğner, tükürürüm. | Open Subtitles | هذا لن يجدي نفعاً معي لأن المربيات أمثالُكِ أنا امضغهم وابصقهم للخارج |
İşte o zaman çocukluğumdan tanıdığım rasgele dadıları aradım ki banyoda şeftalili martinimi içip dergi okuyabileyim. | Open Subtitles | و هذا عندما بدأت الاتصال على مربيات من طفولتي، حتى استطيع الذهاب الى الحمام و اشرب صندوق "مارتيني" |