|      Biz tam da bu konuyu çok daha geniş bir kapsamda inceledik.       | TED |       إذن درسنا هذه الفكره بالذات بالمنظور أوسع       | 
|      Bu tartışma 19. yüzyılda, İbranice kutsal metinlerin çok daha geniş bir dinsel alanın parçası olduğunu fark eden herkesi huzursuz ediyor.       | TED |       فزعزع الجدل الجميع في القرن 19 لإدراك أن الكتابات المقدسة العبرية هي جزء من عالم أوسع من الديانات.       | 
|      Tabii bu sadece denizaltının daha geniş bir görüş alanı olmasından da kaynaklanıyor olabilir.       | TED |       وقد يكون السبب وراء هذا هو أن الغواصة لها مجال رؤية أوسع.       | 
|      daha geniş bir yere taşınıyorum. Bütçem artık buna müsait.      | Open Subtitles |       انا سأنتقل الى مكان اكبر الآن استطيع تحمل مصاريفه الآن      | 
|      Gücün daha geniş bir halkasını da kollarının arasına almalısın.      | Open Subtitles |       وقائداً حكيماً فعليك ان تتقبل وجهة نظر اكبر من القوة      | 
|      - Belki öyle ta ki daha geniş bir pencereden bakana kadar.      | Open Subtitles |       ربما ، حتى تبدأ النظر إلى الصورة الأكبر      | 
|      Sadece son on yılda, Amerika'da, Oregon eyaletinden daha geniş bir alan yandı ve on binlerce ev tahrip oldu.       | TED |       احترقت في الولايات المتحدة مساحة أكبر من ولاية أوريغون في السنوات العشر الماضية فقط وتدمّرت عشرات الآلاف من المنازل       | 
|      Kıvranmaya başlayınca daha geniş bir yeriniz olacaktır.      | Open Subtitles |       حيث أن المقاعد أكثر تحملاً إذا بدأت التشنج      | 
|      İnsan gözünden çok daha geniş bir görüş açısı var.       | TED |       وهي ترى زاوية أوسع من قدرة العين البشرية.       | 
|      Bu zamana kadar, bu alandaki çalışmalar yakın aile ilişkilerine odaklanmış ama biz buna daha geniş bir pencereden bakmak istedik.       | TED |       حتى اليوم، ركزت الدراسات في هذا المجال على العلاقات العائلية المباشرة لكننا نريد رؤيته من مجال أوسع       | 
|      Bu konsept deneylerin sonucunda bir firma kurarak testleri daha geniş bir alana yaymalıydım.       | TED |       وبذلك فهذه التجارب الأولية دفعتني لأن أفكر في تأسيس شركة، وأن نأخذ هذا إلى مناحي أوسع وأكبر.       | 
|      Bu köprü figürleri, oldukça iyi ikna olmamın sebebi, dünyayı nasıl daha geniş bir hale getireceğimizin geleceğidir web' i kullanma vasıtasıyla.       | TED |       هذه الشخصيات المجسرة، أنا مقتنع جدا، أنها ستكون المستقبل للطريقة التي نحاول جعل العالم بها أوسع باستخدام الإنترنت.       | 
|      Ben de daha geniş bir kitleye hitap eden bir şey istiyorum.      | Open Subtitles |       لذلك أعتقد، ما انا ذاهب إليه هو مجال أوسع.      | 
|      Artık daha geniş bir yükümlülüğün var. Bizim için ölçülemez değerde olabilirsin.      | Open Subtitles |       لديك إلتزام أوسع الآن يمكنك أن تكون قيمة بلا حدود لنا      | 
|      daha geniş bir alana ihtiyaç duyarım ama senin için iyi.      | Open Subtitles |       شخصياً . أحتاج لمكان أوسع ولكن هذا جيد لكِ      | 
|      Çin halihazırda bütün ülkelerden daha geniş bir ağa sahip, yakında da bütün ülkelerin toplamından daha geniş bir ağa sahip olacak.       | TED |       ان الصين تملك اليوم اكبر شبكة سكك قطار من اي دولة في العالم وسوف تملك قريباً اكبر من مجموع كل السكك في العالم سويةً       | 
|      Şimdi size daha geniş bir resim çizmeme izin verin, çocuk ölüm oranlarına ait daha geniş bir bakış.       | TED |       دعوني اظهر لكم صورة اكبر للامر صورة اوسع فيما يتعلق بمعدل وفيات الاطفال       | 
|      Bayan Lois, dikiş makinesi için daha geniş bir yere ihtiyacım var.      | Open Subtitles |       انسة لويس, اريد مساحة اكبر من اجل ماكينات الخياطة      | 
|      Sadece daha geniş bir çerçeveden bakmaya çalışıyorum.      | Open Subtitles |       أنا فقط أحاول رؤية الصورة الأكبر      | 
|      Miselyum ağaç kök sisteminden çok daha geniş bir alana yayılır ve farklı ağaçların köklerini birbirlerine bağlar.       | TED |       ينتشر الغزل الفطري في مساحة أكبر بكثير من مساحة الشبكة الجذرية للشجرة ويربط جذور الأشجار المختلفة ببعضها.       | 
|      Kıvranmaya başlayınca daha geniş bir yeriniz olacaktır.      | Open Subtitles |       حيث أن المقاعد أكثر تحملاً إذا بدأت التشنج      |