| Yani eşim benden daha hoş kokuyor, ya da ben sadece ondan daha kötü kokuyorum. | TED | و لذلك فرائحة زوجتى ألطف من رائحتى، أو أنا فقط رائحتى كريهة أكثر منها. |
| - Ne yazık ki, daha hoş olmak istiyor. | Open Subtitles | المشكلة الحقيقية أنه يريد أن يكون ألطف من هذا |
| Gerçi biraz daha hoş bir şey mi alsam diye düşünüyorum. | Open Subtitles | على الرغم أنني أتساءل لو كان هناك شيئاً ألطف قليلاً |
| Burası eski sevkıyat odasından çok daha hoş olmuş, değil mi? | Open Subtitles | هذه اجمل من غرفه الشحن القديمه،أليس كذلك ؟ |
| Sigara kutusundan bozma bir gitardan daha hoş bir müzik olduğu kesin. | Open Subtitles | بالتأكيد هذه موسيقى أجمل من موسيقى الجيتار |
| Sadece ikimiz yemek yesek daha hoş olabilir. | Open Subtitles | اعتقدت انه سيكون ألطف اذا حظينا بعشاء صغير سوية بمفردنا |
| Hâlâ bir hayatın olmasını sağlar. Bu onu daha iyi bir fikir yapmaz, sadece daha hoş yapar. | Open Subtitles | لكنّ هذا لا يجعلها فكرةً أفضل بل ألطف وحسب |
| Otobüs durağı bankındaki resminde göründüğünden daha hoş olur sanmıştım. | Open Subtitles | لقد اعتقدتُ أنها ستكون ألطف عندما رأيتُ صورتها على جلسات انتظار الحافلات |
| Bundan daha hoş bir kadın olamazdı. | Open Subtitles | أوَلمْ يكُن بالإمكان أن يحدث الأمر لسيّدةٍ ألطف. |
| Benim ifade edebileceğimden çok daha hoş olmuş gerçekten. | Open Subtitles | في الحقيقة, هذا ألطف بكثير مما كنت سأقوله |
| Biraz daha hoş konuşmayı göz önünde bulundurabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك هكذا ان تتحدثى بطريقة ألطف |
| Anne babaya nazaran daha hoş kokar. | Open Subtitles | رائحة الأم ، ألطف من رائحة الأب |
| daha hoş olabilirdi ama nasıl olacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | .... يستطيع أن يكون ألطف لكنه لا يعرف كيف |
| Kulağa Liman Koyu Katilinden daha hoş geldiği kesin. | Open Subtitles | اسم له وقع ألطف بالتأكيد من "سفّاح مرفأ الخليج" |
| O olduğumda çok daha hoş oluyorum. | Open Subtitles | أبدو ألطف كثيراً عندما أتقمص شخصيته |
| Nedense her şeyin daha hoş olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت اتوقع بأن كل ماحدث سيكون بشكل ألطف |
| daha hoş bişey söylemek ister misin ? | Open Subtitles | -إذاً أترغبين في أن تنتشل جثتك من سيارة ألطف ؟ |
| - Herkes için daha hoş olmaz mı? | Open Subtitles | ألن يجعل هذا الأمر ألطف على الجميع؟ |
| Benim senden daha hoş olmamı senden daha neşeli olmamı herkesin beni sevmesini kıskandın. | Open Subtitles | انكى لا يمكنكى مواجهة حقيقة اننى اجمل منك و الطف منك و ان الكل كان يحبنى |
| Bu çok hoş bir kuyruk, Kanga. Geri kalanımdan çok daha hoş. | Open Subtitles | ذيل جميل يا كانجا اجمل من باقي جسمي |
| Yerini gülümsemeden daha hoş bir üzüntü almıştı. | Open Subtitles | .تبدلت بحزن أجمل من تلك الابتسامة |