| Dinleri sınıflandırmak istediğinizde bunun düşündüğünüzden daha zor bir iş olduğunu görüyorsunuz. | TED | عندما تريد تصنيف الدين، إنه أصعب مما تعتقد. |
| dedim. Endişeli bir şekilde kabul ettiler, aynı hislerle ben de işe koyuldum, ve tabii ki olaylar her zaman planladığınızdan daha zor gelişir. | TED | لقد وافقوا بتوتّر، وبدأت بتوتّر، وبالطبع، الأشياء دائماً أصعب مما نتخيل أنها ستكون. |
| Yapması daha zor olan bir şeyi yapıyor, görünmeyeni arıyor | TED | بحث عن ما لم يكن هناك، والقيام بذلك أكثر صعوبة. |
| Bunun hepimizden çok senin için daha zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن الأمر أكثر صعوبة بالنسبة لكِ من بقيتنا جميعاً |
| Etrafında sürekli onca general, senatör ve önemli politik kişiler varken önceden olduğu gibi sıradan olmak, onun için daha zor artık. | Open Subtitles | حسناً ، من الصعب عليه أن يكون بسيطاً مثلما كان مع وجود كل هؤلاء الجنرالات و الشيوخ و الطلقات السياسية يتسكعون حوله |
| Gerçek bir kocan varken sahte bir eşi oynamak daha zor. | Open Subtitles | انها أصعب بكثير كونها زوجة وهمية عندما يكون لديك زوج حقيقي |
| İlk bakışta gördüğümden biraz daha zor, tamam mı? | Open Subtitles | متأسفة، الأمر يبدو أصعب مما يبدو منذ الوهلة الأولى أليس كذلك؟ |
| Aramızdaki bağı koparması sandığından daha zor olmalı. | Open Subtitles | يبدو أن قطع ذلك الحبل كان أصعب مما إعتقدت |
| Ama işin gerçeği eski sevgilinle arkadaş olmaya çalışmak göründüğünden çok daha zor. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي محاولة أن تكون صديقاً لعشيقتك السابقة أصعب مما يبدو |
| Olacağını düşündüğümden daha zor bir hal aldı. | Open Subtitles | الطريقة أصعب مما اعتقدت انه كان على وشك أن. |
| Sadece hamile olduğum için nefesimi toparlamam biraz daha zor. | Open Subtitles | أجل. فقط أكثر صعوبة.. لألتقط أنفاسي منذ أن أصبحت حامل. |
| Ancak bu sohbet, daha zor sorular sorulması gerektiğinde biraz daha karmaşık bir hâl alıyor. | TED | ومع ذلك، فإن المحادثة تصبح أكثر تعقيدًا قليلًا عندما يصبح من الضروري طرح أسئلة أكثر صعوبة |
| Fakat zihinsel bir rahatsızlık olduğu için yüksek kolesterol gibi bir hastalığa göre daha zor anlaşılır. | TED | ولكن لأنه مرض عقلي، فهو أكثر صعوبة في الفهم من إرتفاع الكوليستيرول مثلاً. |
| Yoksa muhalif ve araştırmacı gazetecilik çok daha zor olacak, hatta çok daha fazla bölgede. | TED | وإلا , المعارضة والصحافة الاستقصائية سيصبحون أكثر صعوبة في المزيد من الأماكن. |
| Ama onunla çıkarsan ondan nefret etmem daha zor olacak. | Open Subtitles | لكن إذا خرجت معه, سيكون من الصعب علي أن أكرهه. |
| Düşündüklerini ifade etmek, düzgünce düşünmen daha zor bir hal alacak. | Open Subtitles | سيكون من الصعب عليكِ التعبير عن أفكـــارك, أنْ تفكّري بشكــــل واضح. |
| İnsanlar ne kadar zeki olduğumu bilselerdi yönetilmeleri daha zor olurdu. | Open Subtitles | لو عرف الناس كم كنت ذكية لكان من الصعب السيطرة عليهم |
| Ama 500 milyon insana ulaşmak çok, çok daha zor. | TED | و لكن الوصول لــ 500 مليون شخص هو أصعب ، أصعب بكثير. |
| Büyük şehirde başarmak daha zor. | Open Subtitles | العيش فى مدينة كبيرة اصعب من العيش فى مدينة صغيرة |
| Çoğunlukla zevk almaya bir fırsat, ama bazen daha zor bir şey. | TED | وهي بالأساس الفرصة التي يمكن الاستمتاع بها، قد تكون أحيانا أشياء صعبة. |
| Yaratıcı yazarlık projeme başlamam sandığımdan daha zor olmuştu. | Open Subtitles | بدء مشروع كتابتي الابداعية كان أصعب ممّا توقّعت |
| Şimdi, bir tarihçi de geçmiş hakkında tahminde bulunmak daha zor diyor. | TED | الآن ، أحد المؤرخين يقول لي أن التبؤ عن الماضي اكثر صعوبة. |
| Cinsiyet tanımlarına uymayanlar, trans kadınlar, beyaz olmayan trans bireyler içinse bu, çok daha zor. | TED | للناس من غير الجنسين الاثنين للنساء المتحولات، للمتحولين غير البيض، الأمر أصعب من هذا بكثير. |
| Hayat için var olan evrensel devinimi kabul etmekten daha kolay ve aklının buna sürekli katlanmasından daha zor bir şey olmasa gerek. | Open Subtitles | لا شىء أسهل من قول حقيقة الصراع الكونى من أجل البقاء ولا شىء أصعب من كتمان هذا فى نفسى |
| Ama öyle olursanız sizi yıkmak çok daha zor olacak. | Open Subtitles | لكن إن أصبحتم كذلك فستكونون أقوى مما تتخيلون |
| Bunlardan daha zor seyircilerle çalıştık. | Open Subtitles | عملنا مع حشود أقسى من هذه. |
| Ama adalet, bağıştan çok daha zor bir standart. | TED | ولكن معيار العدالة أكثر صرامة من الاعمال الخيرية. |
| Bak, ben CPR aldım. Ondan daha zor olamaz ya. | Open Subtitles | انظر، تعلمت السي بي آر، لا يمكن أن يكون أصعب من ذلك |
| Ama sen diyorsun ki, bir dadı ve sana yardım eden bir kocayla bu iş çok daha zor. | Open Subtitles | لكنّكِ تقولين أنّ الأمرَ أصعبُ الآن بوجود مربّية و زوجٍ متفانٍ. |