| Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığını hesaplamanın dahiyane bir yolunu buldu. | Open Subtitles | إكتشف طريقة ذكية لإيجاد المسافة من الأرض للشمس. |
| Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığını hesaplamanın dahiyane bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد إكتشف طريقة ذكية لإيجاد المسافة بين الأرض والشمس |
| Ve tüm söyleyebileceğim, bu üç subayı aynı siperi paylaşmaya göndermenin dâhiyane bir hareket olduğudur. | Open Subtitles | وكل مايمكنني قوله بأن ذلك أخذ أوامر تحرك من عبقري لأرسال هؤلاء الضباط الثلاثة فوق الخطوط يتشاركون النقل |
| Aslında, dâhiyane bir fikir. | Open Subtitles | حقا، هو نوع من السكتة الدماغية من عبقري. |