| Kültürümüze ve tarihimize dair her şeyi biliyorum ve ruhlarla senin hiç kuramayacağın kadar güçlü bir bağım var. | Open Subtitles | أنا أعرف كل شيء عن ثقافتنا والتاريخ، و و لدى اتصال مع الارواح اقوى منك فى اى وقت كان |
| Günümüz bekârları, evlenmeden önce partnerlerine dair her şeyi bilmek istiyorlardı. | TED | عازبون اليوم يريدون أن يعرفوا كل شيء عن الشريك قبل أن يتزوجوا. |
| O süre içinde adı dâhil kendine dair her şeyi unutmuş. | Open Subtitles | ونسيت كل شيء عن حياتها، بما في ذلك اسمها |
| Çocukluğuma dair her şeyi unuttum. | Open Subtitles | نسيت كل شئ عن كون المرأ طفلاً |
| Çocukluğuma dair her şeyi unuttum. | Open Subtitles | نسيت كل شئ عن كون المرأ طفلاً |
| ...sevinçle yüzün aydınlansın üzüntüye dair her şeyi gizle gözünden yaşlar düşmek üzere olsa da ha gayret devam et ağlamanın ne faydası var? | Open Subtitles | *أشعل وجهك بالسرور* *خبئي كل أثر للحزن* *وعلى الرغم من أن الدمعة قريبة للغاية* |
| Bir hamle yapmadan önce nasıl çalıştığına dair her şeyi bilmem gerek. | Open Subtitles | ،و قبل أن أقوم بعمل أي خطوة أنا أحتاج لأن أعرف كل شيء عن كيفية عمل هذا الشخص. |
| Eğer seçersem buraya dair her şeyi unutmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | ،إن اخترت فسأنسى كل شيء عن هذا المكان |
| O ek işine dair her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف كل شيء عن أعمالك الجانبية |
| Ben de size hayatıma dair her şeyi anlatmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول لكم كل شيء عن حياتي |
| Tamam, Kellman'ların varlığına dair her şeyi temizledim ...ve seninkilerle değiştirdim. | Open Subtitles | حسناً، أزلت كل أثر ممكن على وجود آل (كالمنز) واستبدلتهم بآثارك |