| Sudaki dalgacıklar gibi sonsuza kadar sürecek. | Open Subtitles | سوف تستمر إلى الأبد مثل التموجات في الماء |
| Bu dalgacıklar tüm su birikintisini hemen geçer. | Open Subtitles | إذا ألقيتِ بحصي في بحيرة تحدثين تموجات وسرعان ما تنتشر التموجات بالبحيرة كلها |
| dalgacıklar aralarında derin boşluklar oluşana kadar yavaşça büyürler. | Open Subtitles | تنمو هذه التموجات تدريجياً حتى تغدو أمواجاً سحيقة |
| Şaman, okyanusta dalgacıklar oluştuğunu fark eder. Ancak gemi falan görmez. | Open Subtitles | بعد ذلك بدأ الكاهن يلاحظ تموجات صاعدة في المحيط.. |
| Yüzeyin hemen altında yüzen bir balık suda dalgacıklar oluşturur. | Open Subtitles | السمك الذي يسبح بالمقربة من السطح يصنع تموجات بذيله |
| Suyun yüzeyindeki dalgacıklar gibi ışık da uzayda yayılan bir dalgacık enerjisidir. | Open Subtitles | بالأحرى مثل التموجات على سطح الماء، الضوء ببساطة كان تموج من الطاقة ينتشر عبر الفضاء |
| hemen bu dalgacıklar tüm su birikintisini geçer. | Open Subtitles | وسرعان ما تنتشر التموجات بالبحيرة كلها |
| - dalgacıklar oluşturmasını çok severim. | Open Subtitles | -أحب شكل التموجات |
| Bir çakıltaşını suya atarsan küçük dalgacıklar elde edersin. | Open Subtitles | إذا ألقيتِ بحصى فى بحيرة تحدثين تموجات |