| Tahlil yaptılar şah damarının tıkandığını ve operasyonun şart olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قاموا بالفحص قالوا بأن الشريان السباتي مسدود والعملية أصبحت ضرورية |
| Unutma, sinir uçları hemen şah damarının yanında. | Open Subtitles | يقع بجانب الشريان الكعبري تحتاج ان تعمل مناوره من حوله |
| Bariz ölüm sebebi şah damarının kesilmesi. | Open Subtitles | الواضح أن سبب الموت هو قطع الشريان السباتي |
| Åah damarının kesilmesi onu öldürmüş ama nefes borusunu da kesmiş. | Open Subtitles | تقطيع الشريان السباتي هو ما قتلها، |
| Uyluk damarının yüzeyi yırtılmış. | Open Subtitles | السطحيّ الفخذيّ الشريان في تهتّك مع |
| Önkol damarının nereden yarıldığına dikkat ettin mi? | Open Subtitles | لاحظي حيث الشريان الشعاعي قُطِع |
| Hadi. Kanı azalmadan damarının akışını kesmeliyim. | Open Subtitles | هيا أحتاج أن أوقف نزيف هذا الشريان |
| Dalak damarının açılmasına neden olabilir. | Open Subtitles | و هذا يمكن له انه فتح الشريان الطحالي |