| Kanım. Yanlış hatırlamıyorsam, damarlarım girdiğim gibi patlayacak. | Open Subtitles | دمي, إذا كانت ذاكرتي صحيحة عروقي سوف تتفجّر |
| En azından bazıları gibi koroner damarlarım yüzünden skolyoz olmuyorum. | Open Subtitles | على الأقل أنا لم احصل على انحراف العمود الفقري من عروقي التاجية كحال بعض الناس |
| Şu an benim damarlarım acıyor ve sen seks mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | عروقي تؤلمني الآن و أنت تفكرين في الجنس؟ . |
| damarlarım lanet toprağınızla dolduğunda benim güvencem ne olacak? | Open Subtitles | أنت تأكد لي ما هو الأفضل لتأمينك عندما تمتلئ شراييني بدمك اللعين؟ |
| Kemiklerim, kalbim, damarlarım, ve sinirlerim, ve beden, ve et gerçek değil. | Open Subtitles | عظامي,قلبي,شراييني واعصابي والجسد,واللحم ليسوا حقيقين |
| Sonra damarlarım kontrolsüz şekilde kaçınmaya başlıyor. | Open Subtitles | ثم تعتري الحكّة شراييني بشكل منفلت، فيهيمن عليّ الشره |
| O kadar yıl uyuşturucu kullanmaktan damarlarım ne hale gelmiş. | Open Subtitles | لدي هذه الأوردة السيئة من تعاطي المخدرات كل هذه السنوات |
| damarlarım titriyor ilk dokunuşunda | Open Subtitles | تروي عروقي تنتفض من لمستك الأولى |
| Benim de varisli damarlarım var. | Open Subtitles | أنا أيضا لدي ألم في عروقي |
| Şu sıralar Seattle haftalık gazetesinde kırmızı gözlerim ve dışarı çıkmış öfke damarlarım olduğu gerçeğiyle daha çok endişe duyuyorum. | Open Subtitles | بل بت أكثر اكتراثاً بحقيقة أني على غلاف جريدة (سياتل) الأسبوعية وعيناي حمراوتين وجاحظتين و الغضب يجري في عروقي |
| - damarlarım buzlu su dolu. | Open Subtitles | المياه -Ice في عروقي. |
| O zaman atar damarlarım çil çil altınla tıkalı! | Open Subtitles | عندها شراييني قد انسدت بالذهب الأصفر |
| Kalp damarlarım konusunda beni sürekli ikaz edip duruyor. | Open Subtitles | حذرنـي بشأن حالة شراييني |
| Yanında beni de mi götüreceksin? Daha konuşurken damarlarım sertleşti. | Open Subtitles | لقد ضيقت شراييني ونحن نتكلم |
| Oradaki damarlarım daha iyi. | Open Subtitles | حيث ما توجد الأوردة الجيّدة |