| Eğer iş birliği yapmazsanız gidip danışmadaki Judy'e söyleyeceğim. Lütfen. | Open Subtitles | سأخبر جودي عاملة الاستقبال اذا لم تتعاون معي ارجوك |
| Yaşıyor. danışmadaki telefonu kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | استخدم الهاتف في مكتب الاستقبال. |
| Hiç. Biraz önce danışmadaki kadının göğüslerini elliyordum. | Open Subtitles | لا, لا شيء كنت ألاطف موظفة الاستقبال |
| Evet, dostum, hayır, danışmadaki kadın. | Open Subtitles | نعم, ياصاح, لا موظفة الاستقبال |
| Benim işe uğrayıp danışmadaki kızın önünde beni yüceltmek istediğinde haber verirsin. | Open Subtitles | في أي وقت تريد القدوم إلى قسمي تجعلني أبدواً رائعاً أمام فتاة الاستقبال -اتصل بي |
| danışmadaki kız iyiydi ama Spock kulakları takıyordu. | Open Subtitles | عاملة الاستقبال مثيرة نوعاً ما لكن أذنيها كالسيّد (سبوك) |
| - danışmadaki görevli bugün dışarda olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | -سكرتيرة الاستقبال خاصتك قالت انك بالخارج اليوم . |
| danışmadaki arkadaşla yakınız. | Open Subtitles | موظفة الاستقبال صديقتي |