| Jüriye göre Christina Hampton sadece bir teknoloji danışmanıydı. | Open Subtitles | أما بالنسبة لهيئة المحلفين فهي مستشارة تقنية |
| Sydney Thompson, Lunders Global Girişimciliğin bir danışmanıydı. | Open Subtitles | "سيدني تومسون" كانت مستشارة لدى مبادرة "لاوندرس" العالمية |
| Ablam Melissa o yıl kamp danışmanıydı, ve sen de onunla aynı ranzada kalıyordun. | Open Subtitles | كانت أختي (مليسا) مستشارة المبتدئين ذلك العام وكنتِ في سرير الطوابق خاصتها |
| Hem Reagan hem de Bush yönetiminin üst düzey hukuk danışmanıydı. | Open Subtitles | كان مستشاراً قانونياً في كلتي إدارتي الرئيسين (ريغان) و (بوش) الأب |
| James Earl, Los Angeles Polis Müdürlüğünde zihin okuma danışmanıydı. | Open Subtitles | كان (جيمس إيرل) مستشاراً قارئاً للأفكار لدى شرطة (لوس أنجلس). |
| Matt Little, Glen'in yeni sivil halkla ilişkiler danışmanıydı. | Open Subtitles | كان (مات ليتل) مستشاراً جديداً (للعلاقات العامة المدنية لدى (جلين |
| Aile destek danışmanıydı. | Open Subtitles | إنها مستشارة خدمة العائلة |