| Pidelerimizi mısırdan yapıyoruz, 'sabır'dan değil. | Open Subtitles | لقد بذلنا الكثير من أجل الذرة و ليس من أجل الصبر |
| Amanda hamileymiş ama bebek Başkan'dan değil. | Open Subtitles | فصائل الدم غير متطابقة أماندا كانت حامل ولكن الطفل ليس من الرئيس |
| Mesela şu, kesinlikle Stamford'dan değil. | Open Subtitles | على سبيل المثال، انه بالتأكيد ليس من ستامفورد |
| Çünkü dünyaya ait olan her şey, doğal benliğin tutkuları gözün tutkuları ve maddi yaşamın verdiği gurur Tanrı'dan değil, dünyadandır." | Open Subtitles | لكل مافي العالم, شهوة الجسد، شهوة العيون, كبرياء المعيشة ذلك ليس من الاله. |
| Bütün hikayeyi öğrendim, ama Norman'dan değil. "Anne"sinden. | Open Subtitles | لدي القصة كامله لكن ليست من نورمان انها من أمه |
| - Hanımefendi, bir mektubunuz var ama Almanya'dan değil, Kral'dan. | Open Subtitles | -حسناً؟ -سيّدتي، لديكِ رسالة ولكنها ليست من "ألمانيا"، إنها من الملك |
| Çünkü dünyaya ait olan her şey, doğal benliğin tutkuları gözün tutkuları ve maddi yaşamın verdiği gurur Tanrı'dan değil, dünyadandır." | Open Subtitles | لكل مافي العالم, شهوة الجسد، شهوة العيون, كبرياء المعيشة ذلك ليس من الاله. |
| Fransa'dan değil de İngiltere'den geldiğine yemin ederim. | Open Subtitles | سوف اقسم انه ليس من فرنسا بل انه من انجلترا |
| Bu sefer Cambridge Analytica'dan değil, Facebook'tan. | TED | ليس من"كامبريدج أناليتيكا" تلك المرة، ولكن من الفيسبوك. |
| Burada yaşlı bir adam var ama Fitz Roy'dan değil. | Open Subtitles | هناك رجل عجوز هنا لكنه ليس من "فيتز روي" |
| Bu John'dan değil mi? . Aynı kişi değiller mi? | Open Subtitles | ، ليس من (جون) هذا أليسوا هم نفس الشخص ؟ |
| Hayır, Şaşi, 'bir Hindistan'dan' değil, ...'Hindistan'dan' olacak. | Open Subtitles | لاشاشي .. ليس من الـالهند من الهند |
| Chato dan değil. Sen çok masumsun ve o çok geveze. | Open Subtitles | ليس من (شاتو) أنت طيب جداً وهو سليط اللسان |
| Usta Hou'dan değil. O bize kung fu'nun inceliklerini öğretti. | Open Subtitles | ليس من المعلم (هوا) لقد علمنا فنون الكونغ فو |
| Usta Hou'dan değil. O bize kung fu sanatını öğretti. | Open Subtitles | ليس من المعلم (هوا) لقد علمنا فنون الكونغ فو |
| Usta Hou'dan değil. O bize kung fu sanatını öğretti. | Open Subtitles | (ليس من المعلم (هوا لقد علمنا فنون الكونغ فو |
| Emirleri UNIT'ten alıyorsunuz Dr. Jones, Torchwood'dan değil. | Open Subtitles | تأخذين أوامرك من الوحدة دكتور (جونز) و ليس من (تورتشوود) |
| 100 kez dedim ya. Hoyt, Obamalar'dan değil. | Open Subtitles | أكرر لكِ للمرة المائة، إن (هويت) ليس من عصابة (أوباما). |
| Onun adı Kara değil. Adı Lindsay. O Kripton'dan değil. | Open Subtitles | اسمها ليس (كارا) اسمها (ليندسي)، وهي ليست من (كريبتون) |
| Mesajın Brennan'dan değil Hodgins'den geldiğini varsaymalıyız. | Open Subtitles | ( يجب علينا الافتراض أن الرسالة من ( هودجينز ) و ليست من ( برينان |