| Central Park Beşlisi davasına bakabilirsiniz: ebeveynlerinin desteğiyle, 1989'da sahte bir şekilde vahşi bir toplu tecavüzü itiraf eden beş genç. | TED | يمكنكم فقط النظر في قضية سنترال بارك فايف: حيث اعترف خمسة مراهقين كذبًا بالاغتصاب الجماعي في عام 1989، في حضور آبائهم. |
| Springfield tarihinin en büyük davasına... ..dökülen chowdah tartışmasının yanıbaşında duruyorum. | Open Subtitles | نحن الآن خارج القاعة نتحدث عن أكبر قضية في تاريخ سبرنغفيلد |
| Öyle söyledim, çünkü bunun Tasha'nın davasına yardım edeceğini düşündüm. | Open Subtitles | لقد اختلقته لأني إعتقدتُ بأن ذلك سيساعد في قضية تاشا |
| Neden dokuz aylık deneyim ve ceza pazarlığı siciline sahip bir deniz teğmeni cinayet davasına atanır? | Open Subtitles | لماذا يتم تكلفة ملازم ثان خبره 9 أشهر فقط و سجل من قضايا تخفيف الحكم بقضية قتل؟ |
| Sahip olduğum akıl ve ruh, son kırıntısına kadar... dünyadaki özgürlük davasına adanacak. | Open Subtitles | كل ذرة أمتلكها من العقل والروح ستكرس لقضية الحرية في جميع أنحاء العالم |
| Stratejik olarak bence Scopes davasına şöyle bir göz atmalıyız. | Open Subtitles | كاستراتيجية، أعتقد سيكون من الأفضل لنا النظر إلى محاكمة سكوبس. |
| Tüm olanlara rağmen, ben bu olayı bir suç davasına çevirmek istemiyorum. | Open Subtitles | ورغم ما حدث أنا لست مهتمة من جعل هذه المشكلة قضية جنائية. |
| Mellie, ben hayatımı ona ve sana Grant davasına adadım. | Open Subtitles | ميلي أنا كرست حياتي له ، لك إلى قضية غرانت |
| Ben, Komiser. Gambrelli davasına geri döndün. | Open Subtitles | .هذا هو المفوض .يجب أن تعود إلى قضية غامبريللي |
| kendilerini Patch Adams'ın davasına adamayı istiyor. | Open Subtitles | هناك لائحة بها 1000 طبيب يريدون ترك عملهم والإنضمام إلى قضية باتش |
| Daha davayı yeni tahkikat jürisine gönderdik ve şimdide bu batı yakası davasına bakıyoruz. | Open Subtitles | ونرسل القضية لهيئة المحلفين الكبرى وبعدها نبدأ بالعمل على قضية الجانب الغربي |
| Bayan Howard, kocanızın davasına yeniden bakıyoruz. | Open Subtitles | سيدة هوارد، إننا ننظر في قضية زوجك ثانيةً |
| Üzerinde çalıştığımız bir kayıp davasına adı karıştı da. | Open Subtitles | إنه متهم في قضية شخصٍ مفقود ونحن نعمل عليها |
| Bir ceza yargıcı neden bir istimlak davasına başkanlık etsin? | Open Subtitles | لماذا قاضي مجرم يترأس قضية هيمنة إمتلاك ؟ |
| Benim gibi, Jonas Quinn' de bu dünyaya ait olmayabilir, ama o da kendisini Tauri'nin davasına adamış durumda. | Open Subtitles | مثلي تماما, جوناس كوين قد يكون أجنبي بالنسبة لهذا العالم لكنه ملتزم بقضية التواري |
| Senin ailenin davasına bakan ajanı buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت العميل الذي كان مكلفاً بقضية أبويك |
| Ancak, kendimizi Tauri'nin davasına adadık. | Open Subtitles | و مع ذلك، لقد كرسنا أنفسنا لقضية التاوري |
| Standart olanı Chloe'nin yaptığı sorgulamaydı. Ama sen Adalet Bakanlığı'ndan olayı cinayet davasına dönüştürmeye çalışan birini getirttin. | Open Subtitles | لكن بالمقابل، جلبت امرأةً مأجورة من وزارة العدل للمحاولة بخلق محاكمة جنائية |
| Ve onun davasına isteksiz bir yargıç ataman onun dikkatini çekmiş. | Open Subtitles | ونما لعلمه أنك قمت بتعيين أحد المحاميين غير المتحمسين لتداول قضيته. |
| Bu dosyayı kapatıp siz ikinizin Skinner davasına dönmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريد إنهاء هذه القضية وإعادتكما للعمل على قضيّة السالخ |
| Birçok D.A. ofisi onun davasına 8 yıl önce bakmıştı | Open Subtitles | نفس مكتب الادعاء تولي قضيتها قبل 8 سنوات. |
| Neden burnunuzu Solmuş Gül Kasabı davasına sokuyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تقوم باقحام أنفك فى قضيه سفاح الورده الذابله؟ |
| Mezarcı davasına bağlı kanıtınız varsa... | Open Subtitles | دعوني أوضح هذا جيّداً. لو كان لدى أيّ منكم أيّ أدلة مرتبطة بقضيّة حفار القبور... |
| Ava'nın davasına yakın dostum Yargıç Bishop bakıyor diye buraya geldiğini tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أفهم أنك هنا بسبب " صديقي " جورج بيشوب " وقضية " إيفا |
| Anladığıma göre, kanun, Papa'nın Kral'ın davasına bakmasını yasaklıyor. | Open Subtitles | مما يعني أنني أعتبر بأن هذا الفعل يحظرالإستماع لِبطلاَن الملك الدعوى من قبل الباب |