| Buna çok basit bir öncül ile başladım; şiddet öğrenilen bir davranıştır. | TED | وبدأتُ مع فرضية بسيطة جدًا أن العنف هو سلوك مُكتسب. |
| Kuluçkanın ve yavru büyütmenin tüm sorumluluğu almak bir erkek için olağandışı bir davranıştır. | Open Subtitles | هذا سلوك غير عادي بالنسبة لذكر، يتولى مسئولية كاملة للاحتضان ولتربية الصغار. |
| Genç insanlar arasında normal bir davranıştır, eğer gençliğini yaşamış olsaydın sen de bilirdin. | Open Subtitles | انه سلوك انساني مشترك في سن المراهقه ، و الذي سوف تعرفينه ، لو كنت واحدا منا. |
| Olasılığa göre, bu benim taklit etmem gerekmeyen insani bir davranıştır. | Open Subtitles | احتمال.سلوك بشرى لم اصمم لمحاكاته |
| İnsanların konuştuklarına kulak misafiri olmak kötü bir davranıştır. | Open Subtitles | أنه سلوك سيء للتنصت على محادثات الآخرين |
| Belki de refleks bir davranıştır ve biz buna tanık olduk. | Open Subtitles | ربما هذا سلوك ناشئ ونحن شهود على ذلك |
| Yamyamlık bir psikotik bir davranıştır. | Open Subtitles | أكل الحيوان لحم جنسه هو سلوك ذهاني |
| Bu günümüzdeki maymunlar arasında da yaygın bir davranıştır. | Open Subtitles | ولكنه سلوك شائع بين (القردة العليا) في وقتك الحالي |
| Öğrenilmiş bir davranıştır. | Open Subtitles | إنه سلوك مُكتسب. |