| Ağzına silah dayayıp ateş etti ama onu da beceremedi. | Open Subtitles | صوّب على نفسه عبر فمه ولكنه اخفق في ذلك ايضا |
| 70 yaşlarında erkek. Pompalıyı çenesine dayayıp kafasını uçuruyor. Bu yetmezmiş gibi adamın bir de kedileri var. | Open Subtitles | ذكر، في السبعين، صوّب بندقيّة إلى جمجمته، وذاك سيّئ بحدّ ذاته |
| Kısa bir süre önce alnımın ortasına, tam buraya bir silah dayayıp beni öldürmekle tehdit etti. | Open Subtitles | صوّب المسدس بين عينيّ، هنا تمامًا، وهدّد بقتلي. |
| Katilin son gördüğü şey ise yaşlı adamın, kendi usturasını çıkarıp boğazına dayayıp kesmesi olmuş. | Open Subtitles | أن الرجل المسن يخرج شفره خاصه به و يضعها على عنقه ثم يقطع |
| Katilin son gördüğü şey ise yaşlı adamın, kendi usturasını çıkarıp boğazına dayayıp kesmesi olmuş. | Open Subtitles | و آخر ما رآه القاتل أن المتدين يخرج شفره و يضعها على رقبته ثم يقطع |
| Boğazıma silahı dayayıp başkente gitmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | كل شيء , لقد صوّب مسدساً نحو رقبتي |
| Kardeşim elindeymiş, kafasına silahı dayayıp... | Open Subtitles | قال بأنه يحتجزه، صوّب ...مسدساً على رأسه و |