| Eğer bu hayat tarzını korumak istiyorsam bu değerlendirmeyi geçmeliyim. | Open Subtitles | يجب ان اجتاز التقييم اذا اردت المحافظة على مستوى معيشتي |
| Bu nedenle de biraz ortalığın yatışmasını bekleyip, değerlendirmeyi sonra yaparız. | Open Subtitles | إذن، لماذا لا ننتظر حتى ينقشع هذا الدخان قليلاً وبعد ذلك يمكننا إعادة التقييم |
| değerlendirmeyi sunduğun zaman yeterlik duruşması için tarihi belirlenecek. | Open Subtitles | جلسة التقييم سوف تُنَظَّم حالما يكون تقريرك جاهزاً. |
| Sana şimdiye kadar gördüğün en iyi lanet olası değerlendirmeyi vereceğim. | Open Subtitles | سَأُعيرُك أفضل إهتمامِ التقييم بأَنْك أبداً رَأيتَ. |
| Böylece, durağan yüzü ve durağan yüzü değerlendirmeyi konuştuk, ama aslında biz hareketli yüzü değerlendirmede daha rahatızdır. | TED | إذا لقد تحدثنا عن الوجه الثابت والحكم عليه، لكن في الحقيقة ، نشعر براحة اكبر عند الحكم على وجه متحرك. |
| Bay Hope, dosyanızı iyice inceledikten sonra dosya memurunuzdan da gelen değerlendirmeyi düşününce ziyaret kısıtlamalarını kaldıracağım ve önümüzdeki haftadan itibaren tekrar görüşülmeye başlanabilecek. | Open Subtitles | سيد (هوب) بعد مراجعة دقيقة لملفك وتقييم حالة عملك |
| değerlendirmeyi kabul etmemin sebebi eğlenceli olabileceğini düşünmüş olmam. | Open Subtitles | إن السبب الذي وافقت لأجله على التقييم لأنني اعتقد أنه سيكون أمراً مسلياً |
| Sana oyun oynamayı kesmeni ve bu değerlendirmeyi çok ciddiye almanı öneririm. | Open Subtitles | أقترح التوقف عن الأعيب وإتخاذ هذا التقييم على محمل الجد |
| Benim de bu anlamsız öz değerlendirmeyi yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أيضاً مطالب أن أكمل هذا التقييم الذاتي التافه |
| Siz ikiniz neden bu öz değerlendirmeyi birlikte yapıyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا كلاكما ستفعلان هذا التقييم الذاتي معاً؟ |
| Seviye 4 için hazırsın. Sadece psikolojik değerlendirmeyi geçmen lazım.. | Open Subtitles | تم ترقيتك إلى المستوى الرابع فقط بعد أن تجتاز التقييم النفسي |
| Kararı için daha dürüst bir değerlendirmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل أن يكون التقييم أكثر صدقا من قرارها |
| değerlendirmeyi kimin sızdırdığı önemli değil bence. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه من المهم معرفة الشخص الذي سرّب التقييم |
| değerlendirmeyi, Nina ile olan hayatınızı korumak için geçmeniz gerektiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | ...اعتقدت انك تريد أن تتجاوز التقييم لتحافظ على رغد عيشك مع نينا... |
| Buna rağmen, bu mahkeme tarafından bu değerlendirmeyi yapmak üzere atanan uzmanlar tarafından bilgilendirildiğime göre Virginia'nın idam yöntemi Bay Thorne'un kalbini Bayan Bower için kullanılamaz hale getirecek. | Open Subtitles | - ثورن . و مع ذلك تم ايضاً اخبارى من قبل الخبراء طبقاً للمحاكم التى قامت باجراء التقييم, |
| Bu değerlendirmeyi yapan insanlar işte. | Open Subtitles | فقط الناس الذي يقومون بهذا التقييم |
| Bütün dünya bu değerlendirmeyi görecek. | Open Subtitles | العالم كله سوف يشاهد هذا التقييم |
| Biri değerlendirmeyi sızdırmış. | Open Subtitles | هل تسمع ذلك؟ سرّب شخص ما التقييم |
| Psikolojik değerlendirmeyi geçememiş. | Open Subtitles | فشل في التقييم النفسي |
| Rachel'dan buraya gelmeyi, ekipleri toplayıp ipuçlarını yeniden değerlendirmeyi talep ettim. | Open Subtitles | طلبت من (ريتشل) أن تعيدني للمطاردة لأعادة تنظيم الفريق، وتقييم البلاغات التي تصلنا |