| Bu yüzden bu oturumlardan çıkabilecek en önemli sonuç polis memurlarının bu kurumun değişeceğine inanmalarıdır. | Open Subtitles | والنتيجة الأهم التي تنتج من هذه الجلسات هو إيمان من ضباط الشرطة بأن القسم سيتغير |
| Biliyordum bir defasında ben de her şeyin değişeceğine dair halka açıklama yapmak durumunda bırakılmıştım, bu nedenle de gerekli hazırlıkları yapmıştım. | Open Subtitles | علمت منذ أن ظهرت للجميع أن كل شيئ سيتغير لذلك قمت ببعض الأحتياطات |
| değişeceğine dair vaatler verip duruyor. | Open Subtitles | هو يواصل تقديم الوعود بأنه سيتغير |
| Doğan güneşin kesin olduğu kadar net önünüzde duruyor, bütün bunların değişeceğine sizleri temin ediyorum. | Open Subtitles | ...أقف أمامكم متيقن أن الشمس مشرقة أود أن أؤكد لكم أن هذا سوف سيتغير |
| Bir şeylerin değişeceğine inanmalısın. | Open Subtitles | صدق أن كل شئ سيتغير. |
| Ama değişeceğine söz vermişti. - Doktor Grey? | Open Subtitles | ولكنه وعدها أنه سيتغير. |
| değişeceğine yemin etti. | Open Subtitles | هو اقسم انه سيتغير |