| Kütlenin Korunumu Yasası, kütlenin ne yaratılabileceğini, ne de yok edilebileceğini söyler, bunun anlamı kahramanımızın büyüklüğünün değişmesi illa ki kütlesini değiştirmeyecek. | TED | قانون مصونية الكتلة ينص على أن الكتلة لا تخلق ولا تفنى، هذا يعني أن كتلة بطلنا لن تتغير لمجرد أن حجمه تغير. |
| Yeni güçlerimiz olsun ya da olmasın bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تتغير الأشياء هنا سواء بقدراتنا الجديدة أو من دونها |
| Her yerde olan şeyler ve değişmesi gereken şeylerin birer işareti konumundalar. | TED | إنها موجودة في كل مكان، وهي علامة على أن الأمور بحاجة إلى التغيير. |
| Bazı şeylerin değişmesi gerek ve ben bundan vazgeçmeyeceğim. | Open Subtitles | بعض الأشياء تحتاج للتغيير .وأنا لن أتوقف عن محاولة تغييرها |
| Bence burada işlerin değişmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يخشون أن الأمور ستكون لدينا لتغيير حول هنا 'م. |
| İnsanların onu görmesi ve işlerin değişmesi için dua ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أدعوا أن يروا الناس ذلك وأن تتغير الأمور لي |
| Bunu sen de benim kadar iyi biliyorsun. - Bir şeylerin değişmesi gerek. | Open Subtitles | انة معطوب وانت تعرفى هذا تماما كما اعرف انا الاشياء يجب ان تتغير |
| Bu büyümeyi kaldırabilmesi için şehirlerin nasıl değişmesi gerekiyor? | TED | إذاً كيف على المدن أن تتغير لتستوعب هذا التضخم ؟ |
| Her zaman bir noktadan sonra mı değişmeye başlıyor? Anlamın değişmesi ihtiyacı değiştiriyor mu veya ihtiyaç tamamen içerikten bağımsız mı? | TED | هل يبدأ بالتغير في درجة معينة إذا تغير المعنى هل تتغير الحاجة ، أو هل الحاجة واضحة للمضمون الكلي؟ |
| Hücrelerin normal işleyişinin değişmesi tümör hücrelerinin hızla yayılmasına ve şekillerinin büyümesine neden olarak kanseri meydana getirir. | TED | يحدث السرطان عندما تتغير الوظائف الطبيعية للخلايا، مما يسبب تضاعفهم بسرعة وتشكيلهم لكتل تُسمّى الأورام. |
| Benim görüşüm ise bunun artık değişmesi gerektiği. | TED | والنقاش الذي سأطرحه اليوم هو أن الأوان قد آن لذلك التغيير |
| Onun değişmesi çok zor, ama belki sen değişebilirsin. | Open Subtitles | إنه متعب في طرقة في التغيير ، لذا ربما تحاول ان تفهمه. |
| Tamir edilebilir mi yoksa tamamen değişmesi mi gerek, bakmak lazım. | Open Subtitles | ذلك يعتمد على ما اذا كان يمكن اصلاحها، أو إذا كانت تحتاج للتغيير بالكامل |
| İkimiz de buralarda bir şeylerin değişmesi gerektiğini biliyoruz ve senin de, bunun bir parçası olmanı çok isterim. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن الأمور بحاجة للتغيير هنا و سأسر جدا بأن تكون أنت جزءاً من ذلك |
| Açıkçası bu şehrin başkanının değişmesi gerektiğini gösteren sebeplerden biri. | Open Subtitles | صراحة ً، هذا سبب من الأسباب التي تُظهر حاجتنا لتغيير قادة هذه المدينة |
| Bak, belki de yaşamındaki her şeyin değişmesi gerekmiyordur. | Open Subtitles | اسمع, و ربما ليس كل شئ في حياتك لا يحتاج لتغيير |
| Bira musluğunun değişmesi gerekiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة هناك صنبور بيرة الشعير بالخلف بحاجة إلى التغير |
| Bu bana buralarda değişmesi gereken bir başka şeyi hatırlattı. | Open Subtitles | وهذا يذكرني.. بأن هناك شيء آخر يجب أن يتغير هنا.. |
| Senin için zaman ayırmıyormuşum gibi göründüğünü biliyorum ve bunun değişmesi lazım. | Open Subtitles | انظري، أعلم أنّي لا أبدو حقّا مخصصة وقتا لك وأنّه يجب على هذا أن يتغيّر |
| Bayan Froy'un yüzünün Bayan Kummer'ınkiyle değişmesi saçmalığına inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقد حقا فى هذا الهراء عن استبدال وجه الأنسة فروى بوجه السيدة كومر ؟ |
| Bizim ilaçlarla ilgili olan ve değişmesi gereken durumumuz da böyle bir şey. | Open Subtitles | هذه هي الحالة التي لدينا مع العقاقير، و هي التي بحاجة إلى أن تتغيّر. |
| Sanırım tıp kültürünün değişmesi gerekli bir yanıyla ilgili bir şeyler yapmamız gerekiyor. | TED | اعتقد اننا لابد من فعل شئ عن جزء الثقافة الطبية التي تحتاج لتغير |
| Neyin önemli olduğuna dair düşüncenin değişmesi ne kadar tuhaf değil mi? | Open Subtitles | من المضحك ، كيفية تغيير رأيك بشأن ما له الأهميه بالنسبة لك |
| Bezinin değişmesi gerek, değil mi, benim küçük güvercinim? | Open Subtitles | اوه سروالها يحتاج للتغير اليس كذالك.. حمامتي الصغيره؟ |