| İyi boksörlerdi. Ama bu adam gibi katil değildiler. | Open Subtitles | لقد كانوا ملاكمين جيدين ولكنهم لم يكونوا قتله مثل هذا الرجل |
| Onlar mutlu değildiler. Siz olmaya çalışmayı bırakamadılar. | Open Subtitles | لم يكونوا سعداء لم يكفوا عن التصرف مثلكم |
| Hep ters ters bakmalarını bekliyordum ama öyle değildiler. | Open Subtitles | توقعتهم أن يكونوا بؤساء ومتجهمين، لكنهم لم يكونوا كذلك |
| Hadi. Yapay değildiler. Gerçektiler. | Open Subtitles | لا حسناً بربك أعني لم يكونا مزيفين كانا حقيقيين |
| Ama sanırım müvekkil değildiler. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنهما لم يكونا عميلان |
| 1919'da, bir grup değersiz suçlulardan başka bir şey değildiler. | Open Subtitles | في عام 1919 لم يكونوا رجال العصابات أكثر من مجموعة من صغار السن المجرمين |
| Joy ve Darnell hem dindar değildiler , hem de salon tutacak paraları yoktu böylece parkta evlendiler. | Open Subtitles | جوي ودارنيل لم يكونوا متدينين ولم يستطيعوا استئجار قاعة احتفالات لذا تزوجوا في الحديقة |
| Ama kim olduğumuzdan emin değildiler silahlarını bize doğrultup, 23 kişiye, adam ve delikanlılara pantolonlarımızı indirmemizi emrettiler. | Open Subtitles | ولكنهم لم يكونوا واثقين بمن كنّا فوجّهوا مسدّساتهم نحونا وأمرونا جميعاً، الـ23 معاً، رجالاً وفتياناً، بأن ننزل سراويلنا |
| İnsan değildiler, en azından benim şimdiye kadar gördüklerime hiç benzemiyorlardı. | Open Subtitles | لم يكونوا بشراً ، ليسوا كأي بشر رأيتهم من قبل على الأقل |
| Ayrıca, o zamanlar bir tehdit değildiler. | Open Subtitles | إضافتاً الى ذلك لم يكونوا مصدر تهديد بذلك الوقت |
| Çünkü son zamanlarda sizin sıradan bir aile olmadığınız dikkatimizi çekti ve bu kişilerde sıradan birer yolcu değildiler. | Open Subtitles | لأنه مؤخراً إنتبهنا لهؤلاء الأربعة من العائلة المختلفة وهؤلاء لم يكونوا مسافرين عاديين |
| Kesinlikle. Michael ve çocuklar arasında neler yaşandığını bilmiyorlar. Orada değildiler. | Open Subtitles | الناس لم يكونوا هناك ليعلموا ماذا حصل فعلا انهم فقط لا يحبون مايكل |
| Kralcı milisler veya muvazzaflar değildiler. | Open Subtitles | لم يكونوا من مليشيا المحافظين أو حتى النظاميين |
| 1919'da, bir grup değersiz suçlulardan başka bir şey değildiler. | Open Subtitles | في عام 1919 لم يكونوا رجال العصابات أكثر من مجموعة من صغار السن المجرمين |
| Pek tanımıyorum onu. Annemle pek yakın değildiler. | Open Subtitles | انا لا اعرفها حق المعرفة هي وامي لم يكونوا مقربين |
| Ama onlar kesinlikle onu kurtaracak gemi değildiler. | Open Subtitles | لكنهم بالتأكيد لم يكونوا سفينه الانقاذ التي احتاجتها. |
| Matty ve Simon patlama sırasında orada değildiler. | Open Subtitles | لا ، هو و (سايمون) لم يكونا في البيت وقت حدوث هذا |
| Pek memnun değildiler. | Open Subtitles | لم يكونا سعيدين |
| Anna ve Kazuya hiç bir zaman arkamda değildiler zaten. | Open Subtitles | (آنا) و (كوزويا) لم يكونا داعمين لي مطلقاً |