| Demek istediğim, senin kafanı bu kadar taktığın Dean isimli adam, sahte teni, iğrenç ayakkabıları ile tam bir canavar. | Open Subtitles | ما اقصده اذا كنت خائف من ديين هذا . يجب ان تغضب بشدة . عندما ترى يديه القويتين وحذاؤه الغريب |
| Dean caddesindeki diğer tuhaf yerler hakkında konuşmuştuk. | Open Subtitles | تحدثنا ايضا عن بعض الأماكن القليلة فى شارع ديين |
| George ya da Trimbell. Dean bir karar verdi mi? | Open Subtitles | ـ جورج أو تريمبل ـ هل اتخذ عميد الكلية قراره؟ |
| Dean Cooper'ın oğlunun babasının ölümünden bir saat sonra anlaşma peşinde... | Open Subtitles | أنت تقول أن ابنه عميد كوبر تم عقد صفقات فقط ساعة |
| Sadece, bu konuyu neden Dean ile konusmadiginizi sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أعرف لِمَ لَم تكلما العميد بهذا الشأن؟ |
| Bay Dean için hayatı güçleştirelim. Bunu düşünelim, tamam mı? | Open Subtitles | أجعلوا الاشياء أكثر جديه للسيد دين نحن سنفكر من حسناً؟ |
| Konu Merkür, Dean. Biri az önce imkansızı gerçekleştirdi. Hemen yukarı gelmelisin. | Open Subtitles | انها حالة طوارئ ديان احدهم يسير على الماء يجب ان تأتي هنا حلا |
| Dean Brunswick seninle ilgili beni aradı. Sana yer verebildiğim için çok memnunum. | Open Subtitles | (داين برونسويك) للتو هاتفني وأخبرني عنك أنا مسرورة بإستطاعتي إدخالك هنا |
| "Yönetmen, birkaç hafta çalışmayacaksınız çünkü Marilyn ve Dean'le yapacağımız çok iş var" dedi. | Open Subtitles | قال المخرج: ستقضون عدة أسابيع بدون عمل لأن لدينا الكثير لنصوره مع ـ مارلين و ـ ديين |
| Dean ve Cyd'in oynadığı sahne Something's Got to Give'in filme alınan ilk sahnesiydi. | Open Subtitles | هذا المشهد بين ـ ديين مارتن و ـ سييد شيريس أتى أولا بالنسبة لتصوير فيلم ـ لدي شيء لأعطيك |
| Cukor Dean Martin ve Phil Silvers'ın sahnesiyle devam etti. | Open Subtitles | قام كيكور بتصوير هذا المشهد بين ديين مارتن و فيل سلفرز |
| Lux'ı her kim almışsa Dean Cooper'ın ölümünden kazançlı çıkmış demektir. | Open Subtitles | حسنا، كل من اشترى لوكس وقفت لكسب من الموت عميد كوبر. |
| Lux'ı her kim almışsa Dean Cooper'ın ölümünden kazançlı çıkmış demektir. | Open Subtitles | حسنا، كل من اشترى لوكس وقفت لكسب من الموت عميد كوبر. |
| Dean Dryer ile bir röportajın yok muydu? | Open Subtitles | حقاً ؟ بيتر، ألم يكن عندك مقابلة مع عميد دراير؟ |
| Dean ve sekreterini biliyor muydun? Ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | .. هل تعلم أن العميد ومساعِدتُه ما رأيك ؟ |
| Dean'in ofisinde bir toplantım var. | Open Subtitles | و، اه، مكتب العميد دعا وقال ان هناك اجتماعا عاجلا. |
| Dean'nin ofisine onun ve Starkman'nin ilişkisinden bahseden, imzasız bir takım mektuplar gidecek, tabi ilişiğinde çok içerikli fotoğraflar da olacak. | Open Subtitles | سوف يستقبل مكتب العميد رساله من مجهول بخصوص علاقتها مع ستارك مان مصحوبه بصور للتوضيح |
| O dev bir robot, Dean. Bu hiç hoş değil. | Open Subtitles | هو إنسان آلي عملاق دين هو مخجل إلى حد ما |
| Çabuk kardeşini dışarı çıkar ! Şimdi Dean ! Git ! | Open Subtitles | خذ أخاك خارجا بأسرع ما يمكنك , الآن دين , اذهب |
| - Dean, lütfen bunu yapma. - Bir kere yaptıysa, tekrar yapabilir. | Open Subtitles | ديان , رجاء لاتفعل هذا ان فعلها مرة يمكنه فعلها ثانية |
| Dean Nickerson'la başla. Sabah baktım ona ama hapisteymiş. | Open Subtitles | إبدئي بـ(داين نيكرسون) قمت بزيارته هذا الصباح ولكنّه كان في السجن |
| Sen de Dean ile birlikte gelirsin. Öyle aman aman bir randevu olmaz. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أُفكّرُ بأنّك ودين يُمْكِنُ أَنْ تعال مَعنا لذا لن تكون مشكلة. |
| Dean Keaton, polisken bile değişik olaylardan 7 kere suçlanmıştı. | Open Subtitles | لقد وجهت لدين كايتون سبع جرائم عندما كان شرطيا |
| Derse geç kalıp sonra söyleyecek mazeretim yok ve Dean'e örnek bir öğrenci olacağıma dair söz verdim. | Open Subtitles | ليس لدي عذر لأتأخر عن الحصص كما أنني وعدت العميدة أنني سأكون طالبة مثالية |