| Gemilerde kullanılmak üzere defolu kablolar sağlıyordun. | Open Subtitles | كنت تزود أسلاك معيوبة لسفن النقل البحري. |
| defolu olduklarını bilmiyordum bile. | Open Subtitles | لم أعرف أنها معيوبة |
| O prezervatiflerin defolu olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أن تلك الواقيات معيوبة! |
| Kurbanları, ürkütücü manşetler gibi kalıplara sokmaya eğilimliyiz: kendine zarar veren kadınlar, "defolu mal"lar. | TED | نحن نميل لوضع صورة نمطية للضحايا كعناوين مروعة نساء مدمرين أنفسهم، بضائع تالفة |
| defolu ürün satamazsın. | Open Subtitles | إسمع، لن تتمكن من بيع بضاعة تالفة |
| defolu ürünlerle ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست مهتمة بمنتجات معيوبة |
| Ama kimse defolu iyileri istemez. | Open Subtitles | و لكن لا أحد يريد بضائع تالفة |