| defter, Batı'dan gelecek cadının bu diyara bir hortum sayesinde getirildiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول الكتاب بأن هذه الساحرة من الغرب ستأتي لهذه الأرض بواسطة إعصار |
| defter bir işe yaramaz ama onu almak için Berlin'e geldin. | Open Subtitles | لقد حصلنا على الخريطة و أصبح الكتاب عديم الفائدة و مع ذلك عدت إلى برلين لإستعادته |
| Su her zaman yazidin yesil defter var ya ? | Open Subtitles | حسناً, أنت تعرف بان تلك المذكرة الخضراء التي تستخدمها للكتابة |
| Favorili Katil çoktan gitmiş. Ama bu defter bizi ona götürecek. | Open Subtitles | رحل القاتل ذو السبلتين الخديتين ولكن هذا الدفتر سيقودنا إليه |
| Fabio,git bir kalemle defter getir Komşularla konuşarak başlayalım | Open Subtitles | فابيو ، اذهب واستعير دفتر ملاحظات وقلم رصاص وتحدث اولا مع الجيران |
| {C:$9C8B7C}Bir Ölüm Defteri dünyaya geldiği zaman... {C:$9C8B7C}Bu defter İnsan Dünyası'na aittir. | Open Subtitles | أصبحت هذه المفكرة ملك عالم البشر منذ اللحظة التي وقعت فيها إلى هذا العالم |
| O kişiye gönderdiğimiz mektupta, diğer şeylerle birlikte o bilgiyi not alacakları bir defter taşımasını öneririz. | TED | وتقريرنا للشخص ذاته سيقول عدة أشياء منها، أن عليه حمل مذكرة ورقية لكتابة المعلومات بنفسه. |
| Şimdi, burada kal. Sanat bölümüne gidip defter'i vereceğim. | Open Subtitles | ابقي هنا، سأقصد قسم الفنيات لإعطائهم الكتاب |
| Bir defter aldım. Bebek defteri. | Open Subtitles | لقد اشتريت كتاباً لدي هذا الكتاب حول الأطفال |
| Sınırın açılması için imza vermeyenleriniz varsa defter burada. | Open Subtitles | ولكن إذا هناك أي شخص لم يوقع لفتح الحدود، الكتاب هنا. |
| defter sende olsa bile esas sahibi benim olacağımdan gözlerim senin için çalışabilir. | Open Subtitles | لا أزال أنا مالكة هذه المذكرة حتى لو احتفظت أنت بها لذا أستطيع أن أبقي عمل عيني من أجلك |
| Ve bu defter görülmüş en korkunç öldürücü silah. | Open Subtitles | وهذه المذكرة كانت الأكثر قتلاً وترويعاً للأبد |
| Ve bu defter görülmüş en korkunç öldürücü silah. | Open Subtitles | وهذه المذكرة كانت الأكثر قتلاً وترويعاً للأبد |
| defter hakkında bilgi sahibi olsaydı onu bulmak için evinizin altını üstüne getirirdi. | Open Subtitles | إذا كان يعرف بشأن الدفتر كان سيفتش منزلك بحثا عنه |
| defter hakkında bilgi sahibi olsaydı onu bulmak için evinizin altını üstüne getirirdi. | Open Subtitles | إذا كان يعرف بشأن الدفتر كان سيفتش منزلك بحثا عنه |
| Plak şirketinden atılacağımı sanmıştım ve Javier'de bir sürü şarkının olduğu bir defter vardı. | Open Subtitles | لقد ظننت أنني كنت سأطرد من الليبل وخافير كان لديه هذا الدفتر الممتلأ بالأغاني |
| Bir spiralli defter buldum, içinde tarihler, saatler ve ağırlıklar var. | Open Subtitles | عثرت علي دفتر ملاحظات بسلك لولبي ,ملئ بالأرقام, والتواريخ وعدد المرات, والأوزان |
| Bak, dul kadın bana bir defter verdi. | Open Subtitles | اسمع، الأرملة أعطتني دفتر الملاحظات حسناً؟ |
| İsimlerin yazıldığı başka bir şablon olup olmadığını ve tam olarak nasıl bir defter olduğunu görmek istiyorum. | Open Subtitles | كل ما هو مكتوب من الأسماء و المجموعات و الأهم من ذلك ، طريقة عمل المفكرة |
| Daktilonun başına maymun oturmuş gibi. 103 defter dolusu zırva. | Open Subtitles | كما لو كان قرداً وضعوه أمام آلة كاتبة كتب 103 مذكرة مليئة بالتفاهات |
| Fikirleri not etmeye başladım, ve o kadar çok fikir var ki, Yeni bir defter almam gerekti. | Open Subtitles | لقد بدأت بتدوين بعض الأفكار ولدي الكثير من الأفكار لدرجة أني أضطرت لشراء مفكرة ثانية |
| Gerçek defter, fabrikanın yavaşça iflasın eşiğine gelişini gösteriyor,... Catherine tarafından zekice planlanmış. | Open Subtitles | يظهر السجل الحقيقي أن المصنع يسير ببطء نحو الافلاس |
| Tüm Ölüm Defterleri'ni kilit altına almayı başardığımızda ölüm melekleri dünyamıza daha fazla defter atmaya çalışsalar bile bu olaylar bir daha tekrarlanmayacak. | Open Subtitles | وبمجرد أن تكون جميع مذكرات الموت في حوزتنا حتى لو قام الشينيغامي بإسقاط المزيد من مذكرات الموت .لن يستطيعوا قتل أي أحد |
| Ve daha gelişmiş, daha fonksiyonlu bilgisayarlara sahip olmak istediklerinde Onları gelişmiş defter gönderme makineleri olarak adlandiriyorlardı. | TED | وعندما أرادوا أن تكون لهم أجهزة كمبيوتر أكثر تطورا وأقوى أسموها آلات نشر دفاتر متطورة |
| - Yukarıdakiler kara defter tutan biriyle anlaşma yapmaya çekiniyor. | Open Subtitles | الرؤساء معارضين بعض الشيء عن التعاون مع شخص يحتفظ بكتاب أسود |
| İşte o zaman defter ve Rum ateşi Şerif'in olacak. | Open Subtitles | وبعد ذلك عمدة البلده سيكون لديه . سجل الحسابات و النار الأغريقية |
| Çünkü 9 yaşında bir çocuğun resim toplayarak defter yapmayı istemesinin imkanı yok. | Open Subtitles | لأنه لا يمكن لطفل ...في التاسعة أن يحب صنع دفاتر القصاصات |
| defter. | Open Subtitles | كتاب الملاحظات |
| Küpürleri sakladığın defter nerede? | Open Subtitles | اين تحتفظ بسجل قصاصاتك؟ |